10 Eylül 2017 Pazar

İslam ve Çekim Yasası (The Secret İncelemesi)

             

      Çekim yasası son yıllarda The Secret(Sır) isimli bir belgesel ve kitap ile dünya çapında oldukça büyük ilgi görmüş bir inanç biçimi olarak ülkemizde de kimi müslümanların olumlu ve olumsuz tepkilerini üzerinde toplamıştır.
      Kimi müslümanlar buna tamamen şirk ve safsata demişse de, kimileri bunun ilahi bir kanun olduğunu savunarak bunun varlığına inanmış ve buna göre yaşamanın uygun olduğunu söylemişlerdir.
     Bende bu belgeseli ve bu konuyla ilgilenen yaşam danışmanlarını izleyip dinledikten sonra  konuyu islam çerçevesinde incelemeye karar verdim.İncelemelerimin sonucunda The Secret kitabı ve belgeselinde bize sunulan önermelerin islam ile örtüşen ve örtüşmeyen taraflarını başlıklar altında sizlere sunmak istiyorum.
   
    Önemli:
Bu konu hakkındaki incelemeleri okumadan önce şunu bütünüyle bilmek gerekir ki iman çok net bir çizgi ile küfürden ayrılmıştır.İnsan tek bir cümle(kelime-i şehadet) ile müslüman olur, aynı şekilde tek bir cümle ile de islamdan çıkabilir.Onun için bu konunun en zararlı kısmı insanlara öğretilen yeni yaşam algısıdır.Bu algıda çekim yasası insanlara "Benim düşüncelerim geleceğimi yaratıyor, İstediğim şeyin bende olduğunu düşünerek yaratım sürecini başlattım, Biz tanrısal güçlere sahibiz,İmajinasyon ile istediğini yaratabilirsin, Başına gelen herşeyi sen yarattın "gibi cümleler öğretilmektedir.Bu cümleleri inanarak söyleyen dinden dahi çıkacaktır, çünkü yaratan ancak Allah'tır.

    Bu önemli bölümden sonra çekim yasasının islam ile örtüşen kısımlarını gelin beraber inceleyelim.

                                                   İslamda Çekim Yasası
         Kitapta ve belgeselde belli insanların hep belli tipleri çektiğinden, şikayet duygusu ile yaşayanların hep şikayet edilecek olayları, şükür duygusuyla yaşayanların hep daha fazla nimeti çektiğinden bahsedilmektedir."Benzer benzeri çeker" , "Ne istersen değil neysen onu çekersin" mantığı öğretilmeye çalışılmış.
        Eğer birşeyin yokluğundan şikayet edip onu devamlı olarak talep ederseniz ona asla kavuşamayacağınız ancak arzuladığınız şey sanki sizinmiş gibi hissedip elinizdekine şükür ederseniz isteğinizin size farklı yollardan geleceği söyleniyor.Yani mantığa göre yokluğa odaklanan yokluğu ,varlığa odaklanan varlığı çekiyor.
    Çoğu insan da bunu kendi hayatında  yaşadığı için insanların çekim yasasına olan inançları iyice kuvvetlenmiştir.
Yalnız bunun sebebi anlatılırken insanın yaydığı enerjinin kendisine farklı yollarla geri dönmesi olduğu söylenmektedir.Yani "Evrene ne verirsen onu alırsın" mantığı aşılanmıştır.
     
       Şimdi bu kabul edilen ve çoğumuzunda başına gelmiş olan önermeleri islami pencereden inceleyelim.
       Yaptığımız hiçbir şey, söylediğimiz hiçbir söz,düşündüğümüz hiçbir düşünce kainatta yok olmaz.Her bir sözün ,her bir düşüncenin yaydığı bir enerjinin var olduğu şu an ilim adamlarınca da kanıtlanmıştır.Üzerine kuran ayetleri okunan bir su ile küfür edilen suyun dahi birbirinden farklı olduğunu bilmekteyiz.

  Sözün gücüyle ilgili birçok hadis vardır:

"Bela ağızdan çıkan söze bağlıdır"(Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 110)

 “Şu yanlışı asla yapmam!” diyen bir kul, şeytana açık bir kapı bırakmış olur ki, şeytan her işini bırakarak ona musallat olur ve yapmam dediği şeyi kendisine yaptırıncaya kadar onun peşini bırakmaz. (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 110)

Muaz bin Cebel (ra) şöyle dedi:
“Rasulullah (sav):Herkim kardeşini (işlediği) günahtan dolayı ayıplarsa, kendisi o günahı yapmadan ölmez!’ buyurdu.” (
Tirmizi 2620)

    Peygamberimiz bizi kötü sözlerden alıkoymak istemiştir ve biliyoruz ki hadislerde ikaz edilen konular da yine birçok insanın hayatlarında tecrübeye dönüşmüştür.Birşeyden devamlı bahseden veya yaşamış gibi büyük konuşan o şeyi hayatına davet etmektedir.Hatta görülen rüyaların bile tezahürünün tabirine bağlı olduğu bize peygamberimiz tarafından bildirilmiş ve bu sebeple rüya tabir ederken ilk sözümüz"Hayır Olsun" diye geleneğimize eklenmiştir.

   Sözün etkisinin yanı sıra düşüncelerimizin ve inançlarımızın da negatif ve pozitif boyutları bulunmaktadır.Birşeyi sürekli düşünürseniz hayatınıza davet edersiniz.Devamlı negatif düşünen aynı şekilde hayatına negatif şeyleri davet edecektir.(İslama göre negatif ve pozitif düşünce nedir? bunu alt başlıkta anlatacağım)
    Bir hastalıktan veya olaydan çok korkan, hayattaki yegane korkusu, olumsuz hayali o olduğu için onu hayatına davet edecektir.Bu hayatta çok sık rastladığımız bir durumdur.İslamda bir şeyi uğurlu saymak serbest iken uğursuz saymak yasaklanmıştır.
  İslamda bize her seferinde olumlu düşünmenin emredilmesinde bunun gibi nice fayda yatmaktadır.
 
  Sözün, düşüncenin ve inancın birleştiği "insan" da aynı şekilde bir çekim enerjisine sahiptir.

Bu konuda peygamberimizin şu hadisini göz önüne alabiliriz:

Ruhlar grup gruptur. Birbirini benzeyenler kaynaşır; benzemeyenler de ayrı düşerler. (Buhari,Embiya;19)

      Hakikaten de dikkatle bakıldığında, kainatta görülmeyen bir çekim kanunu vardır fakat bu ,bize batı tarafından anlatılandan farklıdır.Bu kanunu enerji yayılımı ve dönüşümü diye izah etmeye çalışsak da işin gerçeğini Allah bilmektedir.Bu kanunu da yine imtihanın gereği olarak Allah ,dünyaya hakim kılmıştır.
     İnsanlar her konuda olduğu gibi dini inancı ikinci plana atmak adına buna "İnsandaki Yaratım Gücü, Zihinsel Evren,Evrenden İstemek" gibi adlar takmışlar ve sanki Allah'tan bağımsız birşey gibi göstermişler hatta (haşa) kimileri için duaya alternatif olarak sunmuşlardır.

                                          İslamda Pozitif Düşünce
    Televizyon ya da internet ortamında dinlediğimiz yaşam danışmanı veya psikologlar, genellikle "Kötü haberleri izlemeyin, Derdi olan insanlardan uzak durun, Önce kendinizi düşünün" gibi telkinlerde bulunmaktalar.Bunlar islama göre doğru düşünceler değil, aksine insanı daha çok hasta edecek telkinlerdir.Çekim yasasıyla ilgilenen insanların en önemli isteği olan "olumlu düşünmek" bir çok insanı daha çok yormaktadır.Çünkü hayatın olumsuz gözüken yanlarından kaçmak, her seferinde televizyonda neşeli haber görmek, her seferinde neşeli hadiseler yaşamak mümkün değildir.Bunlardan kaçmaya çalışmak haybeye kürek çekmektir.Zaten müslüman başkası ağlarken "aman psikolejim bozulmasın" diyerek gözünü kapayan değil aksine derdi olanın yanında bulunan, dertlinin derdiyle dertlenen insandır.
    Tüm bunlar yerine kafamızda olan algıları değiştirerek olaylara doğru yerlerden bakmayı öğrenmeliyiz.Pozitif düşünmek demek kötü olaylara karşı gözlerimizi kapamak demek değildir.Zaten hakikat nazarı ile bakıldığında "kötü" diye birşey yoktur, sadece kötü gözüken vardır.Perdenin arkasında yine Allah'ın rahmeti yatmaktadır.
    Örneğin günümüzde olduğu gibi tarihte soykırımlar ile memleketlerinden göç ettirilmeye zorlanan binlerce müslüman olmuştur.Ancak bu insanlardan ölenler şehit olurken göç etmeyi başaranlar ise gittikleri beldelere islamı götüren ve o beldeyi de müslüman eden birer imam olmuşlardır ve binlerce insanın ahiretinin kurtulmasına sebep olmuşlardır.
   Bir hastalığa, derde uğrayan da perdenin arkasında Allah'ın rahmeti ile beraberdir.O dert onun
günahlarını silmekte veya cennetteki derecesini arttırmaktadır.
   Bunun gibi olan ve verilebilecek birçok örnek bulunmaktadır.Yani pozitif düşünmek isteyen insan gözünü kapatarak değil aksine gözünü daha çok açarak "Acaba bu işte ne gibi bir hayır var" diye düşünmeli ve peygamberimizin "olanda hayır vardır" sözünü hatırlamalıdır.
Müslüman için Allahu tealanin her hükmü hayırdır. Allahu tealanın kazası, herkes için hayır değil, sadece Müslüman için hayırdır.(hadis-i şerif)
Bazen hoşlanmadığınız bir şey, hakkınızda iyi olabilir ve hoşlandığınız bir şey de hakkınızda kötü olabilir. Allâh bilir, siz bilmezsiniz.(Bakara 216)


Ayette de belirtildiği gibi olayların arka planını yalnızca Allah bilmektedir.Bizim üzerimize düşen herşeyin Allah'tan olduğunu bilip ona tevekkül etmektir.İnsan olumlu düşündükçe,olumlu hissedecek ve benzer benzeri çeker kaidesi ile daha olumlu şeyleri de kendi üzerine davet edecektir.
 
                                          The Secret Yalanları

     Şimdi de bu konuyu olumsuzlukları ile inceleyelim.Kitabı ve belgeseli beğenen insanların zaaf gösterdikleri bir nokta da şudur ki, bu işin suistimal edileceğini kabul etmiyorlar.Şu anda baktığımızda türk olsun yabancı olsun The Secret çıktıktan sonra bu işten milyon dolarları götüren bir çok danışman belirdi.Hemde öyle bir sektör oldu, öyle komik bir hal aldı ki hayalinde istediği paraya ulaştığını imgeleyip belli bir süre sonra buna kavuştuğunu söyleyen insanların hemen hemen hepsi bu paraya çekim yasası dersi vererek ulaşıyor. 😃
     Yani ortaya insanların zaaflarını kullanarak bir "Teori" atıldı.Bunda belgeseli çekenler o kadar başarılı ki insanları nerelerinden vuracaklarını çok iyi biliyorlardı.
     Bir numarada para ile insanları kandırmak istediklerine inanıyorum.Tabi bu yazım tamamen eleştiriye açıktır ancak insanları "nasıl daha fazla para kazanırsınız?" sorusunun cevabı niteliğinde bir belgeselle buluşturmak ve bunu mucizevi bir kolaylığa bağlamak bu işi yapandan başkasına para kazandırmaz.Belgeselde gördüğümüz insanlar saatlik ücret ile seans vermekte ve her geçen gün daha da köşeyi dönmekteler.
      Çünkü yapan varsa herkes nasıl yapılacağını öğrenmek isteyecektir.Yani zenginlik için istediğimiz hayatın içerisinde kendimizi hayal edip bunun bize geleceğine inanmak yeterli ise bu yasa bir nimet değil tam tersine bir afete dönüşür.Çünkü herkesin bunu yapması halinde dünyanın düzeni bozulur.İki numarada da insanları kendilerine uygun eş adayını çekmek ile ilgili sömürüyorlar tabi, neredeyse kaderi değiştirdiklerini iddia edecekler.Çünkü evliliğin kader-i mutlak olduğu bize bildirilmiş bir gerçektir.
     Dikkatle bakıldığında Türkiyede dahi bu işi yapanlar herhangi bir diploma sahibi olmasalar bile kendilerine o kadar kolay danışan buluyorlar, insanlar böyle mucizevi zenginlik ve eş bulma metodlarına karşı o kadar zaaf duyuyor ki yine sonuçta parayı götürenler çekim yasasını insanlara öğretenler oluyor.

                                              İslam İle Çelişmesi

      Bu konunun en büyük tehlikesi insanların inançlarına zarar vermesidir.Yazının başlarında önemli diye bir not düşmüştüm hatırlarsanız, bu batı öğretisi o kadar tehlikeli ki cahil insanların imanına bile mal olabilir.The secret ile yarısı doğru yarısı yanlış bir öğreti verilerek insanlara yaratma gücüne sahip oldukları ve mütevazi olmayan istekler istemeyi öğretip , resmen yeni bir dünya inancı tabiri caizse" din olmayan din" üretilmek isteniyor.
      Tüm insanlara başınıza gelen her şey düşüncelerinizin ve inançlarınızın eseri, hepsini siz imgelediniz, o yüzden başınıza geldi denilerek müslümanların kader inancı belli ölçüde sarsılıyor.Bu inancın sarsılmasının yanında insanların düşüncelerinin tamamen Amerikan televizyonlarına benzetilmek istendiğini düşünüyorum.
       Amerikan televizyonlarında, genellikle(%90) eğlence programları,şovlar vs.. yer almaktadır.Orada bulunan insanlar sanki dünyadan belli ölçüde soyutlanmış dünyada hiçbir sorun yokmuşçasına beyinlerini yönlendirmek istemektedirler.Bu anlayış müslümanlara büyük ölçüde zarar verir.
      Evrenden isteme konusunu en çok kurcalayan ve buna vakit harcayanların da zaten nasıl insanlar oldukları, islama karşı tutumları incelendiğinde bu konunun kime hitap ettiği anlaşılacaktır.
           
                                                  SONUÇ 

       Olumsuz tüm eleştirilerimin ve bu ticari fikir akımının yanında bir de gerçekleri görmek gerekir.Yazımın başlarında da çoğumuzun şahit olduğu bazı şeyleri ekledim, bu sayede görüyoruz ki kainatta gerçekten manevi bir çekim olayı mevcuttur ,ancak şöyle desek yerinde olur sanırım;Çekim yasası vardır ama bize sunulduğu gibi değildir.
     Bize sunulan ticari kaygısı olan bir kitap ve belgeselden ibaret, projenin tutması ve maddi getiri olması için içine inandırıcılık eklenmiş ve insanların zaafları kullanılmıştır.Söylediğimiz sözlerin, düşüncelerimizin, hislerimizin hayatımıza dahil olan olayları ve kişileri etkilediği islamda temeli bulunan bir gerçektir.Ama bu the secret öğretisinde olduğu gibi devamlı lüks bir ev hayal edenin ona kavuşacağı manasına gelmez ya da sürekli pozitif hissetmenin de hayatınıza pozitif şeyler getireceği garantisini vermez.
     Müslüman ne isterse Allah'tan istemelidir ve kader denilen bir şeyin varlığını asla unutmamalıdır."Evrenden nasıl istenir?"diye değil de nasıl dua edilir diye araştırmak gerekir.Zaten samimiyetle dua etmek şu anda çekim yasası öğretisinde yapılması gereken her şeyi otomatik olarak yapmaktır.Ancak bizim isteklerimizin ötesinde ilahi takdir vardır ve insanın kader i mutlak olan şeyleri değiştirmesi mümkün değildir.
 
   
   
     

11 yorum:

  1. Merhaba dostum oncelikle emegine saglik.
    Kurani kerimde Allah dilemedikce siz dileyemezsiniz demiyorum. Ister villa iste ister luks araba. Frak etmez Allahvermeden once senden istediyor onu. Ben hayatimda cekim yasasinin cok delillerini gordum. Gelelim basimiz
    a gelen kotuluklere Allah kurani kerimde demiyormu basiniza gelen kotulukler sizdendir.Elbetde Allah dilemese olmaz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, başımıza gelen sıkıntılar çoğunlukla kendi hatalarımız sonucunda veya günahlarımıza kefaret olarak gelir.Bunun yanında Allah günahsız da olsalar peygamberlere de bazı sıkıntılar vermiş ve onları da imtihan etmiştir.Bu sayede hem onlar bir derece yükselmiş hem de Allah onları bizim için güzel birer örnek haline getirmiştir.
      Ancak maalesef ki çekim yasası gibi konularla uğraşan insanlar, başlarına gelen iyi kötü her şeyi bu konulara bağlamaktadırlar.Hatta daha da ileri giderek "düşüncelerim geleceğimi yaratıyor" gibi yanlış fikirler de ediniyorlar.Bu son derece yanlış bir inanç şeklidir ve Allah korusun insanı dinden çıkartabilir.
      Hayatta bizim tercihlerimiz ve irademiz olduğu gibi Allah'ın da bizim için takdir ettikleri vardır.Siz zengin olmayı çok isteyebilirsiniz ancak bu durum sizin hem dünyanız hem de ahiretiniz için kötü olabilir ve siz bunu bilmediğiniz için sürekli istiyor olabilirsiniz.Bu durumda "zengin olduğunu düşün, zengin ol" , "çok paran olduğunu düşün, para sana gelsin" felsefesi bizim için çökmüştür.Çünkü bu inanış Allah'ın takdirini hiçe saymaktadır.Hayırlı günler dilerim.

      Sil
    2. subliminal dinlemek günah mıdır peki sonuçta orada sadece bilinçaltımıza olumlamalar gönderiyoruz ve ben kilo vermek istiyorum diyelim ki hem beslenmeme dikkat ediyorum hem subliminal dinliyorum hem de Allah'a dua ediyorum ve müslümanım ayrıca yaşım daha küçük bunları araştırmaya çalışıyorum ama henüz hala kafamda oturmuş değil dinlediğim subliminaller şimdi günah mı sayılıyor?

      Sil
  2. Kardeş, Allah razı olsun. "Zaten Allah da bir enerji, dolayısıyla bu iş aslında dinimizin ta kendisi" lafından sonra az daha cahil aklımla şirke düşecektim. Kalben bir türlü rahat edemediğim için araştırıyordum ve burada yazanlarla tamamen aydınlandım. Mantığımı, aklımı kurtardın. O kadar güzel yazmışsın ki, uğraşın boşa çıkmadı. İşin gücün rast gitsin. Selamlar...

    YanıtlaSil
  3. ... bu arada site sahibinin affına sığınarak başka sitedeki bir yazıyı da paylaşmak istiyorum ki şirke düşmekten kurtulmak için burada olanlara pekiştirme olsun :

    "-Soru: Hocam kafam karıştı. Evrene mesaj göndererek yaydığımız enerji ile isteklerimize sahip olabileceğimiz söyleniyor bugünlerde. Bu gizli şirke girer mi? Dua ile ayni değil mi bu evrene mesaj göndermek?

    -Cevap: Evren Allah'ın yarattığı eser olmaktan başka nedir de Allah yerine ona mesaj gönderiyorlar? İsteklerini evren mi yaratıyor? Maalesef müşrik kişisel gelişimi yayarak dinimizin altını çaktırmadan oydular. Maalesef insanları Allah'tan başka ilahi güçlere inandırarak cennetten mahrum ettiler.

    İnsan 'pozitif düşünüyorum, hayata olumlu bakıyorum ve mutlu hissediyorum' diyebilir. Ya da bu anlatıma dini bir içerik katıp, 'olumlu düşüncemi Allah mutlulukla mükafatlandırıyor' diye düşünebilir. Zaten bu bir ilahi ilke olarak insan fıtratına konulmuştur.

    Ancak, evrene enerji gönderip evrenden isteklerinin karşılığını aldığını söylemek ve bunu söylerken cümlede Allah'ın yerine doğayı yerleştirmek, evrenin kendi kendine karşılık verebileceğini savunmak çok büyük hatadır. Yiyeceklere 'doğanın hediyesi' demek gibi korkunç bir şirktir.

    Üstelik bu şirk, insanın kibirlenmesi veya nefsine zati güç atfetmesi gibi gizli şirk değil; apaçık, bağıra çağıra şirktir. Putperestlerin şirkinden daha şiddetli şirktir. Evreni ilahlaştırıp Allaha ortak koşmaktır. Evrenin de kendi kendine karşılık verebileceğini, isteği/dua ettiği şeyi yaratabileceğini varsaymaktır.

    Evrenden istemek 'Allahtan istemek anlamındaki dua' ile şeklen benziyor diye nasıl bir ve aynı olabilir? Dana yemekle domuz yemek kıyaslanırsa ikisi de et yemektir diye birbirinin aynı mı? Şeytana tapmakla Allah tapmanın ikisi de tapınmaktır diye birbirinin aynı denebilir mi? Bir insanın nikâhlı eşiyle bir olması, nikâhsız yabancıyla bir olmasının suretiyle benzetilebilir mi? Bir katili idam etmekle, bir masum çocuğu zulmen öldürmek aynı olabilir mi?

    Mesaj göndermek gibi kibirli bir laf boyun eğip yakarmak anlamındaki duayla aynı sınıfa nasıl girebilir? Allah'tan dilemekle evrene laf göndermek nasıl kıyaslanabilir? Allah'ım arası yerle gökten daha büyük olan bu iki zıt şeyi aynı kefede sanmak gibi bir akıl kaybıyla bizi cezalandırma. Bizi aşağıların aşağısına düşürme. Lütfunla Allah'ım." Dr. Muhammed Bozdağ

    YanıtlaSil
  4. çekim yasasını kağıda yapanlar var, bu büyüye giriyor mu?

    YanıtlaSil
  5. Ben evrenden istemiyorum ben düşüncelerimin enerjisini kullanıyorum ama tabiki dua olarak Allah'a dua ederim Allah'a sığınırım ama çekim yasasına inanıyorum çünkü gerçekten böyle bir şey olduğunu kendi gözümle gördüm ama tabiki burda denilenler doğru ben kendim hayal ederek onu Allah'tan istiyorum ve elde ediyorum yani düşüncelerimi kullanarak elde ediyorum evrenden istemiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sonunda mantikli biri. Evreni allah yaratti sonucta. Allahtan istiyoruz, allahin bize verdigi beyni/bilinc altini kullanarak

      Sil
  6. Selamlar bu kainattaki her şeyin başı inançtır mesela Allahu teala' ya dua ederken inanarak etmemizi istemesi veya herhangi bir işe girerken inanarak başlamamız vesaire inancın önemi çok büyük çoğunlukla sizlere katılıyorum kessinikle de çekim yasası vardır ama çekim yasası kaderimizi asla belirlemez kaderimizi o anki duruma göre yaptımiz seçimler belirler sizlere de teşekkür ederim bu bilgiler icin

    YanıtlaSil
  7. Hayal etmek zaten bir Duadir bana göre
    Kim olursa olsun zaten herkes farkinda bile olmadan Allahtan istiyor.Ve yaradanda karsilik veriyor. ALLAH in sistemi böyle .

    YanıtlaSil
  8. " Kim ahiret ekinini isterse, Biz onun kazancını artırırız. Kim dünya ekinini isterse, ona da ondan artırırız. Ve onun için ahirette hiçbir nasip yoktur. " Şura 20

    YanıtlaSil