28 Eylül 2017 Perşembe

Cin Musallatından Kurtulmak

                                        Cinler İnsanlara Neden Musallat Olur

         Melekler ve şeytanlar gibi ruhani varlıklarla aynı dünyayı paylaştığımızı ve sürekli etkileşim halinde olduğumuzu bilmemiz gerekir.Allah'ın imtihan maksadıyla izin verdiği şeytan da cinlerdendir ve her müslümana musallat olmaktadır.İnsanın zihnine ve düşüncelerine tesir edebilmek gibi bir kabiliyeti olan bu mel'un her müslümanı türlü türlü vesvese ile Allah yolundan soğutmaya çalışmaktadır.Şeytan nasıl ki insana musallat olabilmek ve zihnen etkileyebilmek gibi bir özelliğe sahipse, kafir cinler de insana başta imanını almak gibi türlü türlü zarar verme niyeti ile musallat olabilir.
         Musallat nedenleri çoktur, ancak ortak nokta insana zarar vermek için gelmeleri veya birisi tarafından gönderilmeleridir.Birisi tarafından gönderilmelerine "büyü" denir ve dinimizde çok büyük haramlardandır.Bunu ayrı bir başlık altında en aşağıda paylaşacağım.Cinlerin kendi gelmelerinde ise bir çok sebep olabilir.

 -Kişi cinlerin yuvasına bilerek veya bilmeyerek zarar vermiş olabilir(banyoda işemek, bir çukura kaynar su dökmek gibi...) ,
 -Kişi Allah yolunda gitmesine rağmen bazı zaaflarda ve günahlarda aşırı giderse boşluk bulan cinler kuvvetlenerek ona musallat olurlar, bedenine girebilir veya etrafını sarıp yoğun vesvese yaparlar.
-Aşık cin denilen ve göz zinası,tesettürsüzlük,masturbasyon, normal zina ile gelen bir cin olabilir.Aşık cin vakasının zina türü günahlar ile büyük ilgisi vardır.
-Büyük bir üzüntü dönemi ardından bedene girebilir veya musallat olabilirler.Çünkü bu varlıklar her an hazırda beklemekte ve insanın en sıkışık dönemini kollamaktadırlar.Amaçları insanı dinden uzaklaştırıp kendilerine çekmektir.
-Kişi fal, büyü gibi işlerle uğraşırsa kesin musallat yaşar.  

  Unutmamalıdır ki günahlar şeytanın, ibadetler de ruhun gıdasıdır.Günahta ileri giden müslümanın ruhen kuvveti düşer ve cinler ona musallat olabilir.  

                                                         Zayıf Musallat Belirtileri 


     Bu belirtiler aslında çok fazla insanda bulunan ancak çoğunun önemsemediği veya cinlerden olduğunu bilmediği rahatsızlıklardır.Zaten şeytanların en büyük özelliği kendilerini yok saydırmaktır.Yani rahatsızlıkların onlardan kaynaklandığının bilinmesini istemezler.Cinni varlıkların insana zararları bazı filmlerde gösterildiği gibi bedenen değil zihnen ve ruhendir.Şeytanların en büyük gayeleri insanı dinden uzaklaştırıp imanını çalmaktır.
   Zayıf musallatlar genelde insanın çevresini sarıp yoğun vesvese verip kişiyi devamlı düşünceli ve dalgın hale getirip dini konularda sorgulamaya iterler.Fırsat bulduklarında rüyalarına karışırlar.Bedene girebilirler ise de yaptıkları etkiler birbirine benzer olur fakat bedenin içerisinde olan cin kişiyi daha kolay etkileyecektir.Ancak zayıf musallatlardan kurtulmak kolay olduğu için dileyen çabuk şekilde kurtulur.Etkilerini şöyle sıralayabiliriz.
             
- Hayalinde birileri ile sürekli konuşma hali
- Dalgınlık, unutkanlık, odaklanma bozukluğu
- İbadetleri gevşetme, namazları ertelemek, içinden hiç ibadet etmek gelmemesi.
- Dinden soğuma ve sürekli dini konular hakkında düşünme hali
 -Garip cinni rüyalar görme

- Şehvet artışı ve sık harama bakma, günah işleme durumu.Özellikle aşık cin varsa harama bakma ve zina çeşitlerini insana yaptırmaya çalışacaktır.
-Gece uyumamak ancak namaz vakitlerinde,kuran dinlerken veya ibadet sırasında uyku gelmesi.
-Sürekli hayalen birileri ile konuşup sebepsiz yere sanki o insanla kavga etmiş gibi öfkelenmek.
-Namazda iken sanki namazda değilmiş gibi düşüncelere dalmak
-Eğer cin bedene girdiyse bedenin bazı yerlerinde titreme, uyuşma ve birşeylerin gezdiği hissi oluşacaktır ve tüm bu belirtilerin daha da kuvvetlisi olacaktır.
     
    Bunlar genel zayıf musallat belirtileridir.Ancak zayıfta olsa eğer fark edilmeyip bunların hilelerine kanılırsa , bunlar insana günah işlete işlete kuvvetlenirler ve kişinin imanını çalana kadar musallatı devam ettirirler.

                                                


                                                          Ağır Musallat Belirtileri

           Ağır musallat durumu kuvvetli kafir cinlerin musallat olması veya güçlü bir büyü yapılması sonucu oluşur.Yukarıda yazılan belirtilerin hepsi daha da şiddetli şekilde devam eder ve bunların yanında musallatın çeşidine veya büyünün çeşidine göre farklı etkiler de olacaktır.Büyü konusunu tamamen en alt başlığa alacağım için burada sadece belli başlı etkileri yazacağım.
  -Bu cinler bedene girip belli hastalıklara ve düşünce bozukluklarına yol açarlar.
  -Şuur kaybı yaşanabilir, hayali varlıklarla konuşmalar başlayabilir, insan eşini veya çocuğunu düşmanı gibi görebilir.
   -Bedende morarmalar ve dayak yemiş gibi bir his oluşur.Bu bedene giren cinlerin beden içerisinde verdikleri zarardan kaynaklanır.
   -Delirme durumuna kadar ilerleyebilir.
   -Çarpılma durumu denilen cinlerin beyni kitlemesi durumu oluşabilir.
   -Ağır musallatın veya büyünün çeşidine göre bedende bazı uzuvlar çalışmayabilir.Cinler beyne tesir edip bu organa giden sinirleri kapatabilirler.
   -Kur'an sesine dayanamaz, kendinden geçer.

                                                      
Cinlerin Bedene Girmesi
          Cinlerin bedene girmesi haktır, gerçektir.Gerek zayıf gerek de ağır musallat durumlarında gerçekleşebilir.Cinlerin bedene girmelerindeki gaye bedeni sahiplenip kişinin beynine kolayca tesir edebilmektir.Bedendeki cin kale içerisinde gibidir, dışarıdan etki etmek çok zor olup cindar denilen insanlar bu durumlarda çoğu kez aciz kalırlar.Böyle bir durumda kişinin kendini tedavi etmesi, günahlardan kaçınması, ibadete yönelmesi en keskin ilaçtır.Bedene giren cinler ,sırt bölgesinde, kafada, bacaklarda, kasıklarda yer alabilir.Zaten kişi hangi bölgesinde tuhaflık, uyuşma, titreme hissederse orada bir rahatsızlık olduğunu anlar.

                                                Kurtulmak İçin Yapılması Gerekenler

     İnsan kendinde olan belirtilere bakıp da teşhis ettikten sonra tedavi ona göre ilerler.Eğer büyüden kaynaklanıyorsa başka türlü, ağır musallatsa başka türlü tedavi uygulanması gerekir.Büyü için büyünün bozulması tedavide büyük etkendir.Onun için büyü bahsini en aşağıda ayrı bir başlık halinde aldım.
    Kur'an ın her ayeti şifadır ama büyüye uğramış kişiye büyü bozan ayetleri okumak çok daha tesirli olur.Kişide ağır musallat varsa kendi kendisine iyileşmesi çok zordur çünkü kur'an dinlemeye de okumaya da dayanamaz kendinden geçer.Kuvvetli olan cini zaman içerisinde zayıflatarak kuvveti düşürülür ve cin artık dayanamaz vücuttan kaçar.

          Eğer zayıf musallat varsa kişinin günahları azaltıp, terk etmesi ve ibadetlerde gevşeklik göstermeden devam etmesi, kur'an dinlemesi kısa sürede iyileşmesi için yeterli olacaktır.
         Ancak ağır musallat için mümkünse ehli sünnet olup bu işlerle uğraşan birinden yardım almak, mümkün değilse de şifa programı uygulamak ve Allah'a çok dua etmek gerekir.Kur'an tümüyle şifadır ve biz ne kadar sözde kuvvetli bir musallata uğrasak da kur'an karşısında eriyecektir.Onun için eğer gerekenler yapılırsa ağır musallat dediğimiz durumdan da kurtulmak kolaydır.Tedavide ne kadar yoğun bir uygulama yapılırsa iyileşme o kadar hızlı olur.Tedavi programının bir kısmının yapılması da şifa getirir ancak süresi uzayabilmektedir.Çoğu hasta başta yoğun şekilde yapıp musallat zayıflayınca "bu kadar yeter" düşüncesine kapılabiliyor.Cini vücuttan çıkarana kadar tedavi bırakılmamalıdır.

         Şifa programı içerisinde su ve zeytinyağı ile yapılan uygulamalar bulunmaktadır.Bunların sebebi üzerine kur'an ayeti okunan her şeyde bir tesir olması ,suyun ve zeytin yağının da üstlerine okunan ayetlerin etkisini üstlerinde taşıyıp içildiğinde veya bedene sürüldüğünde fayda vermesidir.Zeytin yağı bedene sürüldüğünde deriden içeri nüfuz edebilmektedir, bu yüzden üzerine okunan zeytin yağını vücuda sürmek çok faydalıdır.
 
                                                        Tedavi Programı
     
          Musallat güçlü olsun zayıf olsun eğer büyüden değilse ,her şey sizin ibadet ve günah dengenizle ilgilidir.Günahlar şeytani varlıkları güçlendirir ve insana olan tesirleri artar.Onun için eğer tedaviye niyet edildiyse mutlaka samimi şekilde tövbe edip dine yönelmek şarttır.Eğer dini yönden bir soğuma ve uzaklık varsa veya sürekli işlenen günahlar bulunuyorsa, tedavinin cini zayıflattığı kadar sizin günahlarınız cini güçlendirir ve cin yine vücuttan çıkmaz.Sadece çok zayıf olan cinler kaçarlar, diğerleri sabrederler.

          Günahlara tövbe edildikten sonra her derde şifa olan kur'an'ı çok dinlemek ve okumak gerekir.Vücuda gelen cinin geliş sebebi ne olursa olsun azap ayetlerini, yakma ayetlerini dinlemek cini zayıflatır ve çok rahatsız eder.Eğer hasta çabuk iyileşmek istiyorsa her gün bakara suresini baştan sona dinlemelidir.Bakara suresini dinlemek için vakit yetiremeyenler günde 1 defa cin suresi ile sadece azap ve yakma ayetlerinin derlendiği rukyelerden birini en az 1 defa dinlemelidir.Ezan da şeytanın dayanamadığı bir islam nişanıdır.Onun için internetten bulunacak ezan kayıtları da dinlenmelidir.
         Günde en az 3 sayfa kur'an okumalı ve bunu devamlılık haline getirmelidir.Umulur ki cinler müslüman olarak vücuttan çıkarlar.

Bakara Suresini Dinlemek İçin Tıklayınız

Cin Suresini Dinlemek İçin Tıklayınız

Yakma Ayetlerini Dinlemek İçin Tıklayınız


         Üzerine okunan suyu 3 gün boyunca bir daha okuma yapmadan içmek ve faydalanmak mümkündür.Onun için her seferde yeniden okuma yapmamak adına 3 gün boyunca içebileceğiniz ,mesela 5 litrelik bir su şişesi alınarak içi su dolu iken şişenin ağzından içeriye doğru kur'andaki azap ayetleri okunarak üflenir.Azap ayetlerinin kafir cinler üzerinde muazzam bir zayıflatma etkisi bulunmaktadır, onun için bu ayetler önemlidir ve tekrar tekrar okunursa etkisi artacaktır.Okunacak ayetleri programın altında paylaşacağım, oradan bulabilirsiniz.Aynı zamanda bu su ile yıkanmak ve bedene sürmek de çok faydalıdır.
       Eğer kişi kur'an okumakta zorlanıyorsa veya bilmiyorsa başkasına okutmalıdır veya  sırası ile Fatiha, Ayet el kürsi,3 ihlas, 3 felak ve 3 nas okuyarak içerse de faydasını görür ama, suya ne kadar çok kuran okunursa o kadar faydası görülecektir.
     
       Su tedavisinin yanında zeytinyağı ile uygulama da yapmak gerekir.Aynı suya okuma yapıldığı gibi sızma zeytinyağının üzerine de yakın bir mesafeden azap ayetleri okunur ve bu zeytinyağı vücudun heryerine( cinsel bölgeler dahil) sürülür.Sürülürken boşluk bırakılmaması çok önemlidir.Bu uygulamadan sonra cinler insana aşırı bir yorgunluk ve uyku verebilirler, sabretmek gerekir.Her gün  en az 1 defa bu uygulamayı yapmalıdır.Üzerine okuduğumuz bu zeytin yağından her gün 1 kaşık içilir.
     
      Bal kana çok hızlı karıştığı için tedavi sürecinde de kullanılır.1 kaşık bal sıcak su içerisine karıştırılarak üzerine kur'an okunarak içilir.Bunu da her gün yapmalıdır.Özellikle aşık cin için tedavi sürecinde etkisi çoktur.

     Ek olarak şifa duaları, salavatları da size yardım edecektir.
     Şifa Duaları İçin Tıklayınız. Şifa Duaları


Tüm programın kısa özeti :

                                  HERGÜN
       
          Tüm haramlardan kaçılacak ve Allah'a cinlerden kurtulmak için dua edilecek.
          En az 1 saat Kur'an dinlenecek(gözler kapalı ve uzanmış vaziyette)
          En az 3 sayfa Kur'an okunacak
          En az 1 kere okunmuş zeytinyağı uygulanacak
          En az 1 kere okunmuş bal şerbeti içilecek

          Devamlı okunmuş su içilecek
          Şifa salavatları ve duaları okunacak.

          Tüm bunlar yapılırken abdestli olmakta fayda vardır.

Bu programa en az 1 ay devam etmek gerekir.Eğer günahlardan uzak durularak yapılırsa çok kısa sürede sonuç sağlar fakat kişi kurtulsa bile 1 ayı tamamlaması gerekir ki geri dönüş olmasın.Programa başlayan insanlarda bedendeki cinler de normalden daha fazla etki etmeye ve insanı günaha sokmaya çalışırlar, işte kırım noktası buradadır.Eğer program sırasında bu kışkırtmalara sabredip günaha girilmezse ve program bırakılmazsa iyileşme süresi epey kısalır.

                             Suya ve Zeytin Yağına Okunacak Ayetler 

Fatiha Suresi

Bakara 165

Bakara 266 
Ali imran 10
 

Nisa 56
Ayet el kürsi
Buruc 10 
Meryem 4 
Enfal 50 
Hacc 19-22 
Saffat 1-10

Duhan 43-50

Cin Suresi İlk 5 Ayet

İhlas-Felak-Nas Sureleri

Hepsini okumak zor geliyorsa içlerinden size kolay gelenleri seçip okuyabilirsiniz ama sabredip hepsini okuyunca faydası daha çok olur.
   

Bal ve zeytinyağının önemi ve okuyup üflemek hakkında çok sayıda sahih hadis vardır.Burada anlattıklarım islamda temeli bulunan şeylerdir.

Önemli: Tüm bu tedavi süreci sırasında kişinin dini hayatında gösterdiği eksiklikler (5 vakit namazı terk etme, masturbasyon ,harama bakma, yalan yere yemin vb...) verilen emekleri boşa götürecek, tedavi ile zayıflayan cin tekrardan günahlar ile güçlenecektir.Musallatın çeşidi ve adı ne olursa olsun ,kafir cinlerin ortak özelliği günahlardan güç alıp ,kur'andan rahatsız olmalarıdır.Onun için tedavinin temeli kur'an ve tövbedir.Musallatın çeşidi sadece okuyup dinleyeceğiniz ayetlerin çeşitleri ile tedavi sürecini kısaltabilmek için önem taşır.Aşık cin için zina ile ilgili ayetler okunup dinlenirse daha hızlı fayda sağlar fakat azap ayetleri de aynı şekilde aşık cini  zayıflatır.O yüzden kur'an dan neresini dinlerseniz dinleyin neresini okursanız okuyun fayda görmek mutlaktır.


                                                   Büyünün Etkileri ve Büyüden Kurtulmak

            Büyü aslı olan bir gerçektir ve maalesef ki ülkemizde de yapan çoktur.Büyüde büyücü ,şeytanlar ile belli anlaşmalar yaparak onları hizmetine alır ve istediği kişilere musallat edebilir.Şeytanla yaptığı anlaşma büyücünün yapacağı pisliğe göre değişir.Eğer çok büyük bir pislik yaparsa daha büyük bir şeytan ona hizmet eder, bir insan kendisine cehennemi garantilemediği müddetçe hiçbir şeytan ona yardım etmez.Burada büyücünün yaptığı pislikler domuz kanı,yağı, adet kanı gibi pis şeyler kullanılarak kur'an ayetlerini ters yazma, kan ile yazma , kur'an üzerine pislik atmak gibi şeylerdir.Bu sayede kendini cehenneme atma pahasına şeytan ile anlaşır.

          Büyü yapılan kişiye gelen cin de gücünü bu büyüdeki pislikten aldığı için büyüyü bozmadan cini göndermek çok zordur.Büyü bozulsa bile vücuda giren cin orada kuvvetlenirse vücuttan çıkmaz.Tedavi uygulamak gerekir.
         
          Büyünün etkileri çeşidine göre farklılık gösterir.Aile için yapılan büyü aileyi, bireysel yapılan büyüler kişinin kendisini etkiler.

 -Aile içi huzursuzluk
 -Eşlerin birbirini farklı surette görmesi
 -Anlaşılmaz hastalıklar belirmesi
 -Şizofreni gibi psikolejik bozukluklar meydana gelmesi
 -Ağır musallattaki belirtilerin fazlası ya da benzeri

  Ağır musallat başlığı altında yazdıklarımın benzeri veya fazlası büyü ile gelen cin tarafından da insana yaşatılır.Büyü çeşitleri ve yapılış tekniklerine göre büyüyü bozmak gerekir.Büyü bozulmadan direkt olarak tedaviye geçilmesi bir sonuç vermez.Büyüye uğrayan kişi Allah'a sığınmalı ve çok yardım istemelidir.Bu zamana kadarki tecrübeler göstermiştir ki Allah, büyüye uğrayana yardım etmektedir.İnsan rüyasında kendisini devamlı boğulurken, yüksekten düşerken vb.. durumlarda görüyorsa bu yapılan büyünün çeşidine ve tekniğine işaret eder.
  Büyü bozmak internet üzerinden yapılacak bir iş değildir.Bu iş için bilen birinin yanına gidip yardım almak gerekir.Buradan ancak kendinize teşhis koyup dikkat etmeniz gereken konulara hassasiyet göstermenizi sağlayabiliriz.
   Sizde büyü olup olmadığını anlamanız için kur'andaki büyü bozan ayetleri dinleyip okumanız ve bu sırada sizde bir farklılık olup olmadığını gözlemlemeniz gerekir.Eğer farklılık oluşup vücutta hareketlenmeler, rahatsızlanmalar gibi bir durum varsa bu işleri bilen ve çözebilen birinden yardım alınız.Büyü bozulduktan sonra devam eden rahatsızlıklar için de yukarıda paylaştığım tedavi programını uygulayınız.İnşallah kurtulursunuz.

 Büyü belirtileri için büyü rukyelerini dinleyiniz.

 

26 Eylül 2017 Salı

İslamda Sporun Yeri(Fitness, Body Building vb...)



                                                      Modern  Dünyada Spor (Fitness, Body Building vb...)

             Değişen dünya düzeninde yaşam şartlarının  ve beslenme şeklimizin de değişmesi ile birlikte spor normal hayat akışının dışında kalan bir öge olarak hayatımıza eklenmiş bulunmaktadır.Yıllar öncesinde insanların bedenen çalışma miktarının fazla ve mecburi olması , günümüzdeki kadar çok karbonhidratlı hazır yiyecek bulunmamasından dolayı insanlar "spor" diye fazladan bir bedensel aktiviteye ihtiyaç duymuyorlardı.Bu zaten onların hayatlarının bir parçasıydı.
            Spor kelimesinin kökenine bakıldığında ,eski zamanlarda "boşa zaman geçirmek, eğlenmek" manası taşımaktaydı.Yani sadece oyun olsun diye yapılan şeylere spor denirdi.Modern dünyanın getirdikleri ile insanların hareketleri azalıp, yiyecek imkanlarında ve yiyeceklerin kalori miktarlarındaki artışla beraber spor kelimesi ,sağlık kelimesi ile yan yana geldi.Ne var ki yeni dünyada her şeye el atan kapitalist sistem yiyeceklerimizi, vaktimizi  ve sağlığımızı da eline almak istiyor.Yani hem ticari kaygıyla ucuza üretilmiş kalitesiz gıda ürünlerini(fast food vb...) bize satıyor, hem de bu ürünlerin sonucunda oluşan sağlıksız neslin hareket ihtiyacını, fitness veya vücut geliştirme adları altında bir sektör haline getirip, insanlara sağlıklı vücut diye kaslı ve yağsız, görseli iyi olan bir beden vaat ediyor.
          Bu spor anlayışı insanları kesinlikle daha sağlıklı ve mutlu yapmıyor.Bugün  yüz binlerce insan spor salonlarına daha sağlıklı olmak için değil de bu sektörün büyüsüne kapılmış bir şekilde daha kaslı ve yağsız bir bedene sahip olmak için gitmektedir, hatta bu bedene kavuşmak için çeşitli ilaçlar kullanmaktadırlar.Bu sektörde amaç  insan sağlığı değil, sağlık kelimesi sadece illüzyonun bir parçası.
          Bazı dürüst vücut geliştiriciler ,yıllarca vücut geliştirme yaptıktan sonra günümüz spor anlayışının ne kadar zararlı olduğunu, aslında sıradan bir bisiklet sürmenin veya yürüyüşün ,spor salonlarındaki yoğun tempolardan ve hele hele de vücut geliştirme gibi çok protein almaya dayalı bir spordan çok daha sağlıklı olduğunu insanlara anlatmışlardır.
       Ancak bu insanlar ne derse desin kapitalist sistem medya ile bunların üzerini örtmüş, spor ve sağlık adı altında insanların ceplerindeki paraya  göz dikmiştir.Çünkü yüz binlerce insan spor salonlarına üyelik yaparak,protein tozu ,glutamin gibi takviyeler(supplement) alarak bu sektörleri canlı tutmaktadırlar.
        Daha kaslı ve daha yağsız olmanın sağlıklı demek olmadığını günümüzde anlatmak çok zor , yıllarca medya aracılığı ile insanlara " doğrusu budur " diye öğretilen "kaslı erkek" modeli maalesef ki insanların kafalarına yerleşmiş durumda.Halbuki bu durum insanların kafalarına aşılanmadan önce insanlar böyle vücuda sahip insanlardan tiksiniyorlardı.
        Modern hayatla birlikte gelen zararları sadece body veya boks gibi sporlar ile sınırlamak da doğru olmaz.Bugün insanlar futbol olsun tenis olsun her alanda spor adını, amacı sağlık ve güzel vakit geçirmek olan bir kavramın dışına taşıyarak ,hayatlarını adadıkları amaçlar haline getirmişlerdir.
        Yaptığı sporu hayat amacı haline getiren ve hatta bu sporda başarılı olmak için sağlığını dahi feda eden birçok insan görmekteyiz.
         Sporun dinimizdeki yerini ve müslümanın hayatında nasıl bulunması gerektiğini de alt başlıkta inceleyebilirsiniz.
         

                                             İslamda Spor ve Hayat Dengesi

               
 Dinimizde spor hiçbir zaman vakit kaybı veya tavsiye edilmeyen bir şey olarak görülmemiş, aksine peygamberimizin hadisleri de dahil olmak üzere teşvik edilmiş güzel bir uğraştır.Ancak günümüzdeki spor anlayışı ile de islamdaki spor anlayışı birbiri ile oldukça farklıdır.
               Peygamberimizin yaptığı ve yapılmasını tavsiye ettiği sünnet olan yüzme,ata binme,ok atma,güreşme gibi sporlar vardır.Bu sporlar hem bedene ve ruha faydalı hem de sünnet niyeti ile yapıldığı takdirde sevaptır.Peygamber efendimiz çölde olmasına rağmen "çocuklarınıza yüzmeyi öğretin" buyurmuştur.Bir babanın çocuğuna güreşmeyi, silah kullanmayı, yüzmeyi, ok atmayı ve ata binmeyi öğretmesi onun görevidir.Bu bakımdan spor yapmak güç ,kuvvet, sıhhat sahibi olmak islamda çok teşvik edilen ve tebrik edilecek bir durumdur.Müslüman kuvvetli ve sağlıklı olması çok güzeldir.
              Body,karete,judo,kung fu ve bunlar gibi sporları yapmakta da bir sakınca yoktur ,önemli olan kişinin islama uyması, modern dünyanın getirdiği spor anlayışı ile değil de kendisine fayda verecek şekilde yapmasıdır.
                     
               Güreşmenin, yüzmenin veya ata binmenin sünnet olması da bu sporları yaparken diğer dini emirlerde serbestlik olduğu manasına gelmez.Yüzerken veya güreşirken giyilen kıyafetler de islama uygun olmalıdır.

-Spor yaparken bulunulan ortamda kadın erkek karışık olmamalı, haram resimler,müzikler bulunmamalıdır.
-Namaz vakti geçirilmemelidir
-Rekabet içerisinde yapılıyorsa rakibe karşı kin,nefret hissi uyandırmamalıdır
-Kişinin kendisine veya başkasına zarar vereceği "sözde spor" olan vahşilikler haramdır.
-Spor yaparken giyilen kıyafet avret yerlerini örtmelidir.
-Ailenin rızası olmayan sporlar yapılmamalıdır.
-Spor fanatikliği(aşırı taraftarlık) yapmak doğru değildir.


      Bütün bunlar kadar önem taşıyan diğer bir husus da şudur ki yapılan spor hayat amacı haline gelmemelidir.İçinde bulunduğumuz çağda ne için yaşadığını bilmeyen, hayat amacı olmayan bir çok insan mevcuttur.Bu insanlar herhangi bir sporu sevdikleri zaman bu sporu hayat amacı yaparak, tüm ömürlerini bu spora göre şekillendirip, bu spor için yaşamaktadırlar.
     Kişinin mesleği herhangi bir spor öğretmenliği olsa dahi yaşama amacı haline gelmemelidir.Spor spor olarak kalmalı ve faydası olduğu ,insanı rahatlattığı müddetçe bu işle meşgul olmalıdır.
     Müslümanın bütün hayatı boyunca sporu hayatında bulundurmasında bir sakınca yoktur fakat artık namaz vakitleri spor saatlerine göre belirlenmeye başlandıysa sıkıntı var demektir. Allah için ayrılan dakikaların yanında  yıllarını spor için veren insanın mezarda çürüyecek olan bedene karşı bu yatırımı nedir ?
     İnsan gerek bedenen gerek ruhen kendisine faydası olan, kendisini rahatlatan sporlar yapmalıdır,  hırs,stres ve büyük fedakarlıklar ile yapılan sporlar insanı yıpratır.Ahirette hepimize gençliğimizi, ömrümüzü ne ile tükettiğimiz sorulacaktır...Bunu unutmadan yaşamak gerekir.
 
                                         

10 Eylül 2017 Pazar

İslam ve Çekim Yasası (The Secret İncelemesi)

             

      Çekim yasası son yıllarda The Secret(Sır) isimli bir belgesel ve kitap ile dünya çapında oldukça büyük ilgi görmüş bir inanç biçimi olarak ülkemizde de kimi müslümanların olumlu ve olumsuz tepkilerini üzerinde toplamıştır.
      Kimi müslümanlar buna tamamen şirk ve safsata demişse de, kimileri bunun ilahi bir kanun olduğunu savunarak bunun varlığına inanmış ve buna göre yaşamanın uygun olduğunu söylemişlerdir.
     Bende bu belgeseli ve bu konuyla ilgilenen yaşam danışmanlarını izleyip dinledikten sonra  konuyu islam çerçevesinde incelemeye karar verdim.İncelemelerimin sonucunda The Secret kitabı ve belgeselinde bize sunulan önermelerin islam ile örtüşen ve örtüşmeyen taraflarını başlıklar altında sizlere sunmak istiyorum.
   
    Önemli:
Bu konu hakkındaki incelemeleri okumadan önce şunu bütünüyle bilmek gerekir ki iman çok net bir çizgi ile küfürden ayrılmıştır.İnsan tek bir cümle(kelime-i şehadet) ile müslüman olur, aynı şekilde tek bir cümle ile de islamdan çıkabilir.Onun için bu konunun en zararlı kısmı insanlara öğretilen yeni yaşam algısıdır.Bu algıda çekim yasası insanlara "Benim düşüncelerim geleceğimi yaratıyor, İstediğim şeyin bende olduğunu düşünerek yaratım sürecini başlattım, Biz tanrısal güçlere sahibiz,İmajinasyon ile istediğini yaratabilirsin, Başına gelen herşeyi sen yarattın "gibi cümleler öğretilmektedir.Bu cümleleri inanarak söyleyen dinden dahi çıkacaktır, çünkü yaratan ancak Allah'tır.

    Bu önemli bölümden sonra çekim yasasının islam ile örtüşen kısımlarını gelin beraber inceleyelim.

                                                   İslamda Çekim Yasası
         Kitapta ve belgeselde belli insanların hep belli tipleri çektiğinden, şikayet duygusu ile yaşayanların hep şikayet edilecek olayları, şükür duygusuyla yaşayanların hep daha fazla nimeti çektiğinden bahsedilmektedir."Benzer benzeri çeker" , "Ne istersen değil neysen onu çekersin" mantığı öğretilmeye çalışılmış.
        Eğer birşeyin yokluğundan şikayet edip onu devamlı olarak talep ederseniz ona asla kavuşamayacağınız ancak arzuladığınız şey sanki sizinmiş gibi hissedip elinizdekine şükür ederseniz isteğinizin size farklı yollardan geleceği söyleniyor.Yani mantığa göre yokluğa odaklanan yokluğu ,varlığa odaklanan varlığı çekiyor.
    Çoğu insan da bunu kendi hayatında  yaşadığı için insanların çekim yasasına olan inançları iyice kuvvetlenmiştir.
Yalnız bunun sebebi anlatılırken insanın yaydığı enerjinin kendisine farklı yollarla geri dönmesi olduğu söylenmektedir.Yani "Evrene ne verirsen onu alırsın" mantığı aşılanmıştır.
     
       Şimdi bu kabul edilen ve çoğumuzunda başına gelmiş olan önermeleri islami pencereden inceleyelim.
       Yaptığımız hiçbir şey, söylediğimiz hiçbir söz,düşündüğümüz hiçbir düşünce kainatta yok olmaz.Her bir sözün ,her bir düşüncenin yaydığı bir enerjinin var olduğu şu an ilim adamlarınca da kanıtlanmıştır.Üzerine kuran ayetleri okunan bir su ile küfür edilen suyun dahi birbirinden farklı olduğunu bilmekteyiz.

  Sözün gücüyle ilgili birçok hadis vardır:

"Bela ağızdan çıkan söze bağlıdır"(Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 110)

 “Şu yanlışı asla yapmam!” diyen bir kul, şeytana açık bir kapı bırakmış olur ki, şeytan her işini bırakarak ona musallat olur ve yapmam dediği şeyi kendisine yaptırıncaya kadar onun peşini bırakmaz. (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 110)

Muaz bin Cebel (ra) şöyle dedi:
“Rasulullah (sav):Herkim kardeşini (işlediği) günahtan dolayı ayıplarsa, kendisi o günahı yapmadan ölmez!’ buyurdu.” (
Tirmizi 2620)

    Peygamberimiz bizi kötü sözlerden alıkoymak istemiştir ve biliyoruz ki hadislerde ikaz edilen konular da yine birçok insanın hayatlarında tecrübeye dönüşmüştür.Birşeyden devamlı bahseden veya yaşamış gibi büyük konuşan o şeyi hayatına davet etmektedir.Hatta görülen rüyaların bile tezahürünün tabirine bağlı olduğu bize peygamberimiz tarafından bildirilmiş ve bu sebeple rüya tabir ederken ilk sözümüz"Hayır Olsun" diye geleneğimize eklenmiştir.

   Sözün etkisinin yanı sıra düşüncelerimizin ve inançlarımızın da negatif ve pozitif boyutları bulunmaktadır.Birşeyi sürekli düşünürseniz hayatınıza davet edersiniz.Devamlı negatif düşünen aynı şekilde hayatına negatif şeyleri davet edecektir.(İslama göre negatif ve pozitif düşünce nedir? bunu alt başlıkta anlatacağım)
    Bir hastalıktan veya olaydan çok korkan, hayattaki yegane korkusu, olumsuz hayali o olduğu için onu hayatına davet edecektir.Bu hayatta çok sık rastladığımız bir durumdur.İslamda bir şeyi uğurlu saymak serbest iken uğursuz saymak yasaklanmıştır.
  İslamda bize her seferinde olumlu düşünmenin emredilmesinde bunun gibi nice fayda yatmaktadır.
 
  Sözün, düşüncenin ve inancın birleştiği "insan" da aynı şekilde bir çekim enerjisine sahiptir.

Bu konuda peygamberimizin şu hadisini göz önüne alabiliriz:

Ruhlar grup gruptur. Birbirini benzeyenler kaynaşır; benzemeyenler de ayrı düşerler. (Buhari,Embiya;19)

      Hakikaten de dikkatle bakıldığında, kainatta görülmeyen bir çekim kanunu vardır fakat bu ,bize batı tarafından anlatılandan farklıdır.Bu kanunu enerji yayılımı ve dönüşümü diye izah etmeye çalışsak da işin gerçeğini Allah bilmektedir.Bu kanunu da yine imtihanın gereği olarak Allah ,dünyaya hakim kılmıştır.
     İnsanlar her konuda olduğu gibi dini inancı ikinci plana atmak adına buna "İnsandaki Yaratım Gücü, Zihinsel Evren,Evrenden İstemek" gibi adlar takmışlar ve sanki Allah'tan bağımsız birşey gibi göstermişler hatta (haşa) kimileri için duaya alternatif olarak sunmuşlardır.

                                          İslamda Pozitif Düşünce
    Televizyon ya da internet ortamında dinlediğimiz yaşam danışmanı veya psikologlar, genellikle "Kötü haberleri izlemeyin, Derdi olan insanlardan uzak durun, Önce kendinizi düşünün" gibi telkinlerde bulunmaktalar.Bunlar islama göre doğru düşünceler değil, aksine insanı daha çok hasta edecek telkinlerdir.Çekim yasasıyla ilgilenen insanların en önemli isteği olan "olumlu düşünmek" bir çok insanı daha çok yormaktadır.Çünkü hayatın olumsuz gözüken yanlarından kaçmak, her seferinde televizyonda neşeli haber görmek, her seferinde neşeli hadiseler yaşamak mümkün değildir.Bunlardan kaçmaya çalışmak haybeye kürek çekmektir.Zaten müslüman başkası ağlarken "aman psikolejim bozulmasın" diyerek gözünü kapayan değil aksine derdi olanın yanında bulunan, dertlinin derdiyle dertlenen insandır.
    Tüm bunlar yerine kafamızda olan algıları değiştirerek olaylara doğru yerlerden bakmayı öğrenmeliyiz.Pozitif düşünmek demek kötü olaylara karşı gözlerimizi kapamak demek değildir.Zaten hakikat nazarı ile bakıldığında "kötü" diye birşey yoktur, sadece kötü gözüken vardır.Perdenin arkasında yine Allah'ın rahmeti yatmaktadır.
    Örneğin günümüzde olduğu gibi tarihte soykırımlar ile memleketlerinden göç ettirilmeye zorlanan binlerce müslüman olmuştur.Ancak bu insanlardan ölenler şehit olurken göç etmeyi başaranlar ise gittikleri beldelere islamı götüren ve o beldeyi de müslüman eden birer imam olmuşlardır ve binlerce insanın ahiretinin kurtulmasına sebep olmuşlardır.
   Bir hastalığa, derde uğrayan da perdenin arkasında Allah'ın rahmeti ile beraberdir.O dert onun
günahlarını silmekte veya cennetteki derecesini arttırmaktadır.
   Bunun gibi olan ve verilebilecek birçok örnek bulunmaktadır.Yani pozitif düşünmek isteyen insan gözünü kapatarak değil aksine gözünü daha çok açarak "Acaba bu işte ne gibi bir hayır var" diye düşünmeli ve peygamberimizin "olanda hayır vardır" sözünü hatırlamalıdır.
Müslüman için Allahu tealanin her hükmü hayırdır. Allahu tealanın kazası, herkes için hayır değil, sadece Müslüman için hayırdır.(hadis-i şerif)
Bazen hoşlanmadığınız bir şey, hakkınızda iyi olabilir ve hoşlandığınız bir şey de hakkınızda kötü olabilir. Allâh bilir, siz bilmezsiniz.(Bakara 216)


Ayette de belirtildiği gibi olayların arka planını yalnızca Allah bilmektedir.Bizim üzerimize düşen herşeyin Allah'tan olduğunu bilip ona tevekkül etmektir.İnsan olumlu düşündükçe,olumlu hissedecek ve benzer benzeri çeker kaidesi ile daha olumlu şeyleri de kendi üzerine davet edecektir.
 
                                          The Secret Yalanları

     Şimdi de bu konuyu olumsuzlukları ile inceleyelim.Kitabı ve belgeseli beğenen insanların zaaf gösterdikleri bir nokta da şudur ki, bu işin suistimal edileceğini kabul etmiyorlar.Şu anda baktığımızda türk olsun yabancı olsun The Secret çıktıktan sonra bu işten milyon dolarları götüren bir çok danışman belirdi.Hemde öyle bir sektör oldu, öyle komik bir hal aldı ki hayalinde istediği paraya ulaştığını imgeleyip belli bir süre sonra buna kavuştuğunu söyleyen insanların hemen hemen hepsi bu paraya çekim yasası dersi vererek ulaşıyor. 😃
     Yani ortaya insanların zaaflarını kullanarak bir "Teori" atıldı.Bunda belgeseli çekenler o kadar başarılı ki insanları nerelerinden vuracaklarını çok iyi biliyorlardı.
     Bir numarada para ile insanları kandırmak istediklerine inanıyorum.Tabi bu yazım tamamen eleştiriye açıktır ancak insanları "nasıl daha fazla para kazanırsınız?" sorusunun cevabı niteliğinde bir belgeselle buluşturmak ve bunu mucizevi bir kolaylığa bağlamak bu işi yapandan başkasına para kazandırmaz.Belgeselde gördüğümüz insanlar saatlik ücret ile seans vermekte ve her geçen gün daha da köşeyi dönmekteler.
      Çünkü yapan varsa herkes nasıl yapılacağını öğrenmek isteyecektir.Yani zenginlik için istediğimiz hayatın içerisinde kendimizi hayal edip bunun bize geleceğine inanmak yeterli ise bu yasa bir nimet değil tam tersine bir afete dönüşür.Çünkü herkesin bunu yapması halinde dünyanın düzeni bozulur.İki numarada da insanları kendilerine uygun eş adayını çekmek ile ilgili sömürüyorlar tabi, neredeyse kaderi değiştirdiklerini iddia edecekler.Çünkü evliliğin kader-i mutlak olduğu bize bildirilmiş bir gerçektir.
     Dikkatle bakıldığında Türkiyede dahi bu işi yapanlar herhangi bir diploma sahibi olmasalar bile kendilerine o kadar kolay danışan buluyorlar, insanlar böyle mucizevi zenginlik ve eş bulma metodlarına karşı o kadar zaaf duyuyor ki yine sonuçta parayı götürenler çekim yasasını insanlara öğretenler oluyor.

                                              İslam İle Çelişmesi

      Bu konunun en büyük tehlikesi insanların inançlarına zarar vermesidir.Yazının başlarında önemli diye bir not düşmüştüm hatırlarsanız, bu batı öğretisi o kadar tehlikeli ki cahil insanların imanına bile mal olabilir.The secret ile yarısı doğru yarısı yanlış bir öğreti verilerek insanlara yaratma gücüne sahip oldukları ve mütevazi olmayan istekler istemeyi öğretip , resmen yeni bir dünya inancı tabiri caizse" din olmayan din" üretilmek isteniyor.
      Tüm insanlara başınıza gelen her şey düşüncelerinizin ve inançlarınızın eseri, hepsini siz imgelediniz, o yüzden başınıza geldi denilerek müslümanların kader inancı belli ölçüde sarsılıyor.Bu inancın sarsılmasının yanında insanların düşüncelerinin tamamen Amerikan televizyonlarına benzetilmek istendiğini düşünüyorum.
       Amerikan televizyonlarında, genellikle(%90) eğlence programları,şovlar vs.. yer almaktadır.Orada bulunan insanlar sanki dünyadan belli ölçüde soyutlanmış dünyada hiçbir sorun yokmuşçasına beyinlerini yönlendirmek istemektedirler.Bu anlayış müslümanlara büyük ölçüde zarar verir.
      Evrenden isteme konusunu en çok kurcalayan ve buna vakit harcayanların da zaten nasıl insanlar oldukları, islama karşı tutumları incelendiğinde bu konunun kime hitap ettiği anlaşılacaktır.
           
                                                  SONUÇ 

       Olumsuz tüm eleştirilerimin ve bu ticari fikir akımının yanında bir de gerçekleri görmek gerekir.Yazımın başlarında da çoğumuzun şahit olduğu bazı şeyleri ekledim, bu sayede görüyoruz ki kainatta gerçekten manevi bir çekim olayı mevcuttur ,ancak şöyle desek yerinde olur sanırım;Çekim yasası vardır ama bize sunulduğu gibi değildir.
     Bize sunulan ticari kaygısı olan bir kitap ve belgeselden ibaret, projenin tutması ve maddi getiri olması için içine inandırıcılık eklenmiş ve insanların zaafları kullanılmıştır.Söylediğimiz sözlerin, düşüncelerimizin, hislerimizin hayatımıza dahil olan olayları ve kişileri etkilediği islamda temeli bulunan bir gerçektir.Ama bu the secret öğretisinde olduğu gibi devamlı lüks bir ev hayal edenin ona kavuşacağı manasına gelmez ya da sürekli pozitif hissetmenin de hayatınıza pozitif şeyler getireceği garantisini vermez.
     Müslüman ne isterse Allah'tan istemelidir ve kader denilen bir şeyin varlığını asla unutmamalıdır."Evrenden nasıl istenir?"diye değil de nasıl dua edilir diye araştırmak gerekir.Zaten samimiyetle dua etmek şu anda çekim yasası öğretisinde yapılması gereken her şeyi otomatik olarak yapmaktır.Ancak bizim isteklerimizin ötesinde ilahi takdir vardır ve insanın kader i mutlak olan şeyleri değiştirmesi mümkün değildir.