11 Mart 2017 Cumartesi

Her Tövbeyi Bozmak.

    Şeytanın en nefret ettiği şeylerden birisi müslümanın günahından sonra tövbe etmesidir.Böylece şeytanın zor bela günaha soktuğu müslüman Allah'tan af isteyip kendini temizlemiş olur.Şeytanın tövbeyi engellemek için kullandığı önemli bir hilesi, müslümana '' sen her seferinde tövbeni bozuyorsun, bir daha ne zaman bozmayacaksan o zaman tövbe et.'' diye vesvese vermesidir.Bu düşünce tamamen şeytanidir ve yanlıştır.
   İnsan günde 70 defa aynı günaha düşse ve her seferinde de bir daha işlememek niyetiyle tövbe etse Allah onu affeder.
    İnsan her tövbesini son tövbesi gibi etmelidir ancak tövbesini bozduğu zaman ümitsizliğe kapılıp "battı balık yan gider" anlayışıyla günah deryasına girmemelidir.Biz her zaman günah işeyebiliriz ve işlediğimiz günah ne kadar büyük olursa olsun Allah'ın rahmeti ondan çok daha büyüktür.Hata işlemek ilk insandan bize mirastır, kulluk hiç hata işlemeyenler değil hatasından pişman olanların değerli olduğu birşeydir.

Peygamberimizin hadislerinde:

''Eğer siz hiç günah işemeseydiniz, Allah sizi helak edip ardınızdan günah işleyip peşinden tövbe  eden kullar yaratırdı.''
''Bütün ademoğlu günahkardır, günah işeyenlerin en hayırlıları tövbe edenlerdir.''
 buyurulmuştur.

9 Mart 2017 Perşembe

İslamda Müzik

            Müzik üzerinde çok tartışmalar yapılmış olan, çoğu insanın hatta dindar insanların da hayatının önemli bir parçası haline gelmiş bir konudur.Kimi alimler direkt olarak haram olduğunu söyleyip kesip atmışlarsa da İmam Gazali gibi ismi herkes tarafından kabul edilen birçok alim de müziği belli şartlar içerisinde haram saymamışlardır. Maalesef ki şunları okuyan insanlar içerisinde bile müziğin helal kısmında olanlar azdır.Çoğunluk maalesef ki vaktini müzik ile israf etmekte, 10 ayeti ezbere bilmeyenler hiç olmadık şarkı sözlerini ezbere bilmektedirler.İnsan vaktini vaktin sahibine ayırmalı günde 24 saat veren rabbine 5 vakit namaz ile 40 dakika gibi bir süre ayırmalıdır.
İmam Gazali'nin müzik hakkında söyledikleri:

İmam Gazali, İhyâü Ulûmi’d-Dîn eserinde, Müzik Dinlemenin Mubahlığının Delili kısmının içinde şöyle demiştir: 

“Müzik dinlemek haramdır demek, Allah müzik dinleyen kişilere azap eder, demektir. Bu ise, sadece akıl yürüterek bilinecek bir konu değildir.Bu yüzden, bu konuda delillere ve bu delillerin ışığında yapılan kıyaslara başvurmak lazımdır. Eğer bu konuda delil ve delile kıyas yoluyla varılan doğru bir sonuç yoksa, müzik dinlemenin haram olduğu iddiası boşa çıkmış olur.”
İmam Gazali müzik hakkında söylenenlerin hepsini analiz etmiş ve şu sonuçlara varmıştır:
Müzik ister ses ister âlet ile olsun, tek hükme bağlı değildir: Haram, mekruh, mübah(helal) ve müstehab(iyi) olabilir.


Şehvet ve dünya sevgisi ile dolu insanlar için yalnızca bu duyguları harekete geçiren müzik haramdır.

 Zamanının çoğunu bununla geçiren kimse için mekruhtur.

 Sadece güzel sesten zevk alma duygusu hisseden insan için müzik mübahtır.

 Allah sevgisi  dolu, duyduğu güzel ses ile sadece güzel duygularını harekete geçiren kimse için müstehabdır(iyidir). 

İmam Gazali müziğin haramlığının kendisinden değil dıştan gelen 5 sebepten ibaret olduğunu söylüyor.

 Şarkı söyleyen kadınsa, dinleyen kişi de kadın sesinin şehvetini harekete geçireceğinden korkarsa müzik dinlemek haramdır. Bu konuda haramlık müzikten değil, kadın sesinden gelir. Aslında kadın sesi haram değildir Şehveti harekete geçirirse Kur'ân okumasını bile dinlemek haram olur.
 Şarkı veya türkünün sözleri bozuk olursa, İslâmiyete ters ise bu şarkıyı müzikli veya müziksiz söylemek veya dinlemek haram olur.(Mesela kadere söven, onu yok sayan sözler.Allah'a kızan sözler)
 Müzik aleti, içkili ortamların sembolü olan aletlerden olursa bunu kullanmak haram olur; diğerleri mübahtır.

Gençliğinden dolayı şehevi duyguların esiri olan biri aşırı derece müziğe düşer,müzik sadece onun cinsi arzusunu tahrik ederse, onun müzikten uzaklaşması gerekir.


 Normal birisinin herhangi bir duygu hissetmediği halde vaktinin çoğunu buna ayırıp israf etmesi de haram olur.


          

6 Mart 2017 Pazartesi

Müslüman Kadınların Modern Çağ İmtihanı

      İslama kadın cephesinden saldıranların başarısız olduğunu söylememiz maalesef ki mümkün değil,kimi insanların imanlarına dahi zarar verebiliyorlar.
Sırf islamda kadın konusunu sanki islamın saklanan karanlık yüzü gibi insanlara sunarak "gerçek islamda kadının zerre kadar değeri yok" algısı oluşturuluyor.
    Günümüz modern insanının görmek istediği kadın ile Allah'ın görmek istediği kadın birbirinden git gide farklılaştığı için de bu konu eskiye nazaran müslümanları daha da zorlamaktadır.
Bu konuda en arada kalan ve arada bırakan ise modernist ilahiyatçılardır diyebilirim.Tabiri caizse ne yardan ne serden geçmek adına "ayetler yıllardır yanlış anlaşılıyor" gibi önermeler ile
hem müslüman hem de "avrupa kadını" yapmaya çalışıyorlar neredeyse.
Ayetlere dere suyuna yön verir gibi yön vermeye çalışmakla,bazı hadislerin sahte olduğunu söylemekle islamı modern insana uydurma çabası neden var ?
Bu insanlar acaba Allah'ın adaletsiz olabileceğinden mi korkuyorlar?Yoksa modern insandan tam not alamayan bir dine mensup olmaktan mı utanıyorlar?
    Şunu kabullenmemiz şart, yaşadığımız modern hayatın içerisinde dikte edildiğimiz ve "doğru budur" diye öğretildiğimiz şeylerin maalesef ki çoğu islam ile çelişmektedir.
Ancak günümüz müslümanı kendini çevreye kabullendirmek adına islamın en temel emirlerinden olan "tesettür","nikah","miras" "şahitlik"gibi su götürmez konularda bile nefisleri hoşnut edecek şekilde cahilane yorumlar getirme cüretine girmiştir.
    Müslüman kadın öncelikle bu eziklik duygusundan kurtulmalıdır.Her müslüman kadın son din olan islama mensuptur ve Allah'tan başkasını memnun etmek gibi bir mecburiyeti yoktur.Kocaya itaat, tesettür gibi emirleri Allah istedi diye yapmalıdır.Bir kadın kocası kötü olsa dahi eğer Allah istedi diye kocasına itaat etse, evini aksatmasa ahirette çok büyük mükafata kavuşur.Aynı şekilde de bir erkek de çok ibadet etse ancak karısına eziyet ederse ahirette azap görür.

    İslamda kadın olsun erkek olsun üstünlüğün ölçüsü sadece takvadır.Cinsiyetin getirdiği farklılıklar hem nimet hem de imtihan olarak dünyamıza yansıyabilir.
Kadın olmak asla ikinci planda olmak değildir ancak kadından beklenen ve verilen erkekten beklenen ve erkeğe verilenden farklı olabilir.Mirasta erkeğe fazla hak verilmesi kadına haksızlık değildir,bu farklılığı adaletsizlik diye sunmak da sadece şeytan işi bir kışkırtmadır.Çünkü hayat sadece mirastan ibaret değildir.Mirasta fazla alan erkeğin evlenirken vermesi gereken mehir ve aile geçindirme sorumluluğu vardır.Daha bunun gibi bir çok farklılığın altında da yine Allah'ın ilmi ve hikmeti vardır.
   Batılının eşitlik anlayışı ile Allah'ın emrinin farklı olması bizi yanıltmasın, onların kadını erkekle eşit yapması zulüm ,Allah'ın farklı etmesi lütufdur.İslamiyet kadının da erkeğinde değerini yerinde vermiştir, yani bir kadına değer vermek demek onu erkekle aynı kefede tutmak veya erkeğe neyse ona da o demek değildir.Bir kadının değeri bir kurumda önemli bir konumda çalışıp çalışmamasıyla, erkeklerin bulunduğu konumda aynı bir erkek gibi bulunmasıyla ne artar, ne azalır.Onun değeri Allah'ın ona değer verdiği yerdedir.
 
  Annelik gibi kutsal bir hediyeye kavuşmasına rağmen hakkını veremeyen, çocuğuna zaman ayırmak yerine çalıştığı iş yerindeki konumuna göre değer kazanacağına inanan kadınların, televizyonlarda yıllardır gördüğümüz tesettürsüz kadın ilahiyatçıların ve bunlar gibi bir çok insanın oluşturduğu 21. yüzyıl müslüman kadın modelinin hali, daha kendi benliğini bulamamış modern hayat tarzında olmayı maharet zanneden, dini modern hayata uydurmaya çalışanların acınılacak halidir.
   İslamda kadın kendi yerinde, erkekte kendi yerinde kıymet kazanır, herkes Allah'ın emrine uyduğu kadar değerlidir.Kadın  iffetle, şefkatle belki de ibadetlerinden kazandığı sevaptan çok daha fazlasını kazanacaktır. Çağımız insanının kadına biçtiği roller genellikle hem kadının şahsiyetine hem de aile hayatımıza olumsuz yansımaktadır.

   İslamda kadın konusu oldukça önemli bir konudur.Doğru anlaşılmadığı takdirde aile hayatımızdan tutun, imanımıza kadar bizi etkileyebilecektir.Bu konuyu tek bir yazı altında anlatmak oldukça güç olduğu için kadın erkek hukukunu başka başlıklar altında sizlerle paylaşacağım inşaallah.Kadın olsun erkek olsun her müslüman kalbinde merhameti ve şefkati önde tutmalıdır.Müslüman bir erkeğin eşine eziyet etmek gibi bir hakkı yoktur, o ona Allah'ın emanetidir.Kadının Allah'ın emaneti olması demek sahibinin Allah olmasıdır ve sahibi emanetçiyi emanetten hesaba çekecektir...Hiçbir müslüman kadın da kalbinde islamda ikinci planda olduğuna dair bir duygu taşımamalı ve kendi yerini bilip Allah tarafından kendisi için çizilen çizgileri aşmamalıdır.Böyle olduğu takdirde aile huzuru da bireysel mutluluk da sağlanmış olacaktır. Müslüman her zaman gönlünü Allah'a karşı hoşnut tutmalı, Allah'ın hükmünde adaletsizlik aramamalıdır.Biz bilmeyiz Allah bilir.Allah hem ilim hem adalet sahibidir, bizim onun hükümlerini eleştirmek gibi bir hataya düşmemiz şeytanın konumuna girmekten farksızdır.
   Allah hepimizi anlayış sahibi, dininden utanmayan ve dini yaşamakla şereflenen müslümanlardan eylesin.

4 Mart 2017 Cumartesi

Şeytan Neden Var ?

     Şeytanın ve kötülüklerin varlığını Allah'ın varlığına ters olarak anlayan bazı insanlar görmekteyiz, hatta bazı insanlar şeytanı Allah'a bir rakip gibi anlamış ve '' Allah şeytanın varlığına neden izin veriyor '' diye soruyorlar.
     Şeytan denilen varlık Allah'ın aciz bir kuludur,yaratıldığı günden Hz.Ademin yaradılışına kadar Allah'a ibadet eden ancak ,Hz.Ademin yaradılışıyla birlikte içindeki kibri dışarı vuran ,Hz.Ademe olan kıskançlığından ötürü ademoğluna ve onu yarattığı için Allah'a düşman kesilen ve o günden sonra Allah'ın bir hikmeti olarak imtihanımızın önemli bir parçası haline gelen kötü karakterdir.Birşeyin kalitesine göre ayrımı yapılırken nasıl ki testler yapılıyor bu da iyi ile kötünün ayrımındaki testlerden biridir.Şeytan iyi olanı kötü yapamaz, zaten kötü olanların içlerindeki kötülüğün dışa vurulması için bir vesiledir.
   Kur'an da ihlaslı insanlar üzerinde şeytanın herhangi bir tesirinin olmadığı bildirilmiş, onun hakimiyeti sadece onu dinleyenleredir.Kimsenin boynuna ip takıp çekemez, sadece seslenir.Hani demişler ya namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmaz diye bunun gibi de haramda gözü olanların da kulakları şeytandadır.Herkese seslenen şeytan sadece bazılarında başarılıdır.

       Onun varlık nedeni sapla samanı ayırt etmektir.
     
   Bir insanı salihlerden yapan en büyük yardımcı şeytandır.Bir insan şeytana uymaya uymaya terakki eder Allah'ın sevgili kullarından olur.Bu bakımdan da varlığının hikmeti vardır.

Şeytanın hilesi, cidden zayıftır (Nisa:76) Şeytanın insanlara zorlayıcı gücü yoktur (Sebe:21) Kullarım üzerinde şeytanın hakimiyeti yoktur.Ancak azgınlardan ona uyanlar müstesna (Hıcır:42) Benim ihlaslı kullarım üzerinde şeytanın hiç ağırlığı olmayacaktır (İsra:65)
               

Cemaat İçi Flörtler

              Müslüman gençlerin gelecekte kendilerine uygun eş adayı bulamama korkusuyla düştükleri en üzücü yanlış, kendisiyle aynı cemaatten olduğu için bir kıza veya erkeğe karşı ümit besleyip, ''tam benlik bir insan'' düşüncesine kapılmalarıdır.Karşıdaki insan namaz kılıyor diye bazı dini grupların içerisinde bulunuyor diye tam senlik olduğu manası çıkmaz, hele hele de bu insanla nikahsız bir birliktelik asla caiz olmaz.Ancak gördüğüm o ki şimdiye kadar hiçbir kızla konuşmayan dindar bir erkek, kendisiyle aynı cemaatten olan kızla bırakın konuşmayı karşılıklı aşk yaşıyor, ilişki yaşıyor, şeytandan öğrendiği ile biz nasıl olsa evleneceğiz, bizim durumumuz farklı diye tepki koyuyor.
          Gerçekten düşülen öyle bir yanılgı, öyle bir hüsran ki şeytanın yıllardır bir namahrem ile konuşturamadığı ,elini tutturamadığı genç, gidip tesettürlü diye ,kendisiyle aynı cemaat çatısı altında diye bu insanla bu harama gözü kapalı girebiliyor.Bu insanlarla konuşmanın da fayda verdiğine pek rastlamadım, hatta ''birlikte hizmet ediyoruz'' bile diyebilirler aman dikkatli olun..
       

Bir İnsan Neden Ateist Olur ?

                                       







                                                                  NASİPSİZDİR.