28 Ekim 2016 Cuma

ALLAH'A KÜSMEK


                    İnsan kalbi sevmeye ve küsmeye çok meyilli yaratılmıştır, bütün beden ve akıl da kalbe bağlıdır.Sevdiğiniz için herşeyi yapmaya razı olursunuz.Bedeninizi sevdiğiniz kişi için yormak size tat verir, akıl hep sevdiğiniz ile meşguldür derken...Sevdiğiniz hakkında hayal kırıklığına düştüğünüz an bütün o sevda ve tatlar yerini üzüntülere ve düşmanlığa bırakır gider.İşte insandaki bu özelliği şeytan da çok iyi bilmektedir ve bu onun en önemli kozlarındandır.

         Şeytan insanın inancını çalamaz ise bu sefer de onu Allah'a küstürerek ona düşmanlık etmesini ister.Allah'ı sevmeyen hem bu dünyasından zerre kadar tat alamaz , hem de ahiretini mahveder.Çünkü insan kalbi sadece rabbi ile barışık iken huzur içindedir.

       İyi ya peki insan Allah'a nasıl olur da küser? Bunun  temelinde cehalet yatar.Dünya gibi bir imtihan memleketinde, uğradığı bir imtihandan dolayı, kendini içinde bulduğu ortamdan, hayat şartlarından dolayı, yanlış edindiği bir dini bilgiden dolayı Allah'ı sevemez olabilir insan.Tabi herkesin bir başka sebebi olabilir, herkesin takıldığı konu farklı olabilir.Ancak ortak olunan tek bir nokta vardır ,kişi Allah'ın varlığına çok inansa bile eğer ki Allah'ı sevemez kalbini onun takdiri ile barıştıramaz ise huzurlu ve mutlu olması mümkün değildir.

         Allah'a karşı sevgi duymanızı engelleyen şey eğer dini boyutta ise yani ,
dini bir konunun, bir hükmün varlığı sizi rahatsız ediyor ise ya da yaşanmanız istenen dini hayat kalbinizi yoruyor ve "dinde böyle birşey olmaması lazım ama nasıl olur da Allah böyle birşey ister" diye düşünüyorsanız, ya yanlış biliyorsunuz ya da yanlış anlıyorsunuz.Takıldığınız konuyu(miras,evlilik,kurban vs...) tam anlamıyla araştırmak,okumak ve anlamak gerekir.Çünkü dinde insanın kalbinin alamayacağı hiçbir konu yoktur.Yani eğerki bir konuda kalbiniz rahatsız ise orada yanlış olan sizin bilginiz ve anlayışınızdır.Böyle bir konuda vesvesede kaldığınız zaman en büyük yardımcınızın Allah olduğunu unutmayın ve ona "Allah'ım bana seni ve dinini sevdir ve anlamadığım şu konuyu bana aç" diye dua edin.

     
     Eğer Allah'a küsmenize neden olan şey dünyalık bir afet ise bilin ki her musibetin altında mutlaka Allah'ın rahmeti gizlidir.Her zorluktan sonra da mutlaka bir kolaylık vardır.Hem kuran-ı kerimde rabbimiz bize "Ben sizi canlarınızdan mallarınızdan eksilterek ve biraz da korku ile imtihan ederim, imtihan edilmeden sadece iman ettik demekle cennete gireceğinizi mi sandınız?" buyurmaktadır.Ancak hiçbir kuluna da kaldırmayacağı bir yük yüklemez.Zaten başımıza gelen çoğu musibet kendi suçlarımızdan kaynaklanır ki Allah çoğunu da affeder.
       
        Şeytan gerçekten çok açık bir düşmandır, her an insana çelmeyi takarak imanını almak için uğraşır.Her insanın hassas noktasından saldırır, kalbi hassas insanlara da Allah'tan soğutacak vesveseler ile gelir.Allah'a tam iman etmiş birisine "Allah var mı yok mu ?" diye sormaz."Allah seni sevmiyor, bak yıllarca sen onun için neler yaptın ama o seni bıraktı seni sevmiyor , bak sana vermediklerini başkasına veriyor, başında hep musibet var yüzün gülmedi hiç " diye vesveseler verir.Müslümanın kendine indirilen kitabı okuması gerekir ki bu tür vesveselere yenik düşmesin.


     Allah'tan musibet istemeyiz, afiyet isteriz ancak imtihan edilmek bizim için kaçınılmazdır.Hiçbirşey bizi rabbimizden uzaklaştırmamalı kalbimizde ona karşı bir soğukluk meydana getirmemelidir.Eğer kalbimizde böyle bir sorun varsa ya yanlış bakıyoruz, ya yanlış biliyoruzdur yoksa Allah her zaman kullarının iyiliğini ister onlara karşı çoook merhametlidir.Kalpte Allah sevgisi olursa o beden de hayat olur o akıl o zaman değerli bir akıl olur, aksi takdirde hayat kişiye zehirdir.Şeytanın böyle bir hilesine karşı ciddi bir dikkat ile okuyup araştırmalıyız ve Allah'tan yardım istemeliyiz ki 2 dünyamız da gülsün.

Rabbimizden gelende mutlaka hayır vardır.

        

20 Eylül 2016 Salı

ŞİFA SALAVATI





             Bu salavat ,bazı ağır hasta insanlar tarafından tecrübe edilmiş ve Allah'ın izni ile şifaya kavuşmalarına vesile olmuş bir salat-u selamdır.Bu tür tecrübeleri dinlemek isteyen arkadaşlar için en aşağıda güzel bir videonun linkini paylaştım, oradan dinleyebilirsiniz.Eğer derdiniz sıkıntınız, hastalığınız varsa bu salavatı çok defa okuyun özellikle de akşam namazı ile yatsı namazı arasında 7 defa okursanız Allah'ın izni ile şifa bulursunuz.Herşey Allah'ın kudretindedir, derdi de şifayı da veren odur ve Allah mutlaka kullarının hayrını ister, bize gelen musibetlerin hepsinin altında Allah'ın rahmeti yatar.Bunu iyi bilmeli ve rabbimize isyan etmeden ondan yardım istemeliyiz.Bu gibi dualar da inşallah şifa için güzel vesileler olurlar.Sayıya bağlı kalmadan çokça da okunabilir.

 Türkçe okunuşu ve manası:

Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin tıbbil'kulubi ve
devaiha ve afiyetil, abdani ve şifaiha ve nuril'ebsari ve ziyaiha
ve ala alihi ve sahbihi ve sellim.

Manası:

Ey Allahım ! kalblerin doktoru ve devası, vucutların şifası,
 gözlerin nuru ve ziyası olan Muhammed'e
 (s.a.v.) aline ve ashabına salat-u selam eyle. 


Bu salavatı şerif vücuda ve gözlere şifa ve zerafet verir.


    Paylaştığım salavatın arapça yazılışı buradadır, ezberlemeden
önce mutlaka harflerin okunuşunu
arapçadan test edin. 






Bu salavat hakkında yaşanmış tecrübeleri dinlemek isteyenler için güzel bir video:


https://www.youtube.com/watch?v=TjoDXKORcLw


   Hatıralarda ağır hastaların, çok sayıda okunan bu salavatın hürmetine nasıl iyileştiklerinden bahsediliyor.

26 Ağustos 2016 Cuma

SALAVAT-FATİH



            Bugün paylaşacağım salavat ne kadar değerli olduğu hakkında çokça rivayet olan salavat-ı fatih isimli salavattır.Faziletleri sayısızdır siz de bu salavatı okuyun ve okutun  inşallah.
          Arapça bilmeyen insanlar için:
         İnternetten veya bir kitaptan bir dua bulup okumak isterseniz önce mutlaka arapçasından harfleri kontrol edin, doğru okunuşlarını öğrenin aksi takdirde ağzımızdan yanlış manalar çıkabilir.Aşağıda hem arapçasını hem türkçesini paylaştım.Allah'a emanet kalın.





Okunuşu:
Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedinil fâtihı limâ uğlika vel hatimi li mâ sebeka ven nâsırıl hakkı bil hakkı vel hâdi ila sırâtıkel müstekıymi sallellahü aleyhi ve ala âlihi ve ashâbihi hakka kadrihî ve mikdârihil aziym

Manası:
Allahım! Kapalılıkları açan, geçmişe son veren, hakka hakikatla destek olan, mahlukatı senin doğru yoluna ileten Efendimiz Muhammed’e O’nun âline ve ashabına O’nun yüce kadr ü kıymetince salat eyle selam eyle ve O’nu mübarek kıl.
Salavatın önemi ile ilgili bazı videolar:

https://www.youtube.com/watch?v=EVBybQ9TYEU



https://www.youtube.com/watch?v=LzL9je8x9ew


https://www.youtube.com/watch?v=k9GBfABV14Q     Bu salavat hakkında bir video

24 Ağustos 2016 Çarşamba

SALAVAT-I NURANİYYE

       
        Peygamberimize, onun aline ve ashabına sayısız salat ve selam olsun.Bu yazıda size bulduğum çok değerli bir salavatı paylaşmak istiyorum ki bu salavat zamanımız büyük alimlerinden olan Gönenli Mehmed Efendi'nin çok sık okuduğu ve okunmasını çokça tavsiye ettiği bir salavattır.Salavatın tertibini yapan Seyyid Ahmed El Bedevi(k.s) hazretleridir.Salavatın fazileti hakkında çok sayıda rivayet vardır ancak beklentiye sürüklememek için hepsini yazmak istemiyorum.Farz namazlardan sonra 3 defa okunması özellikle tavsiye edilmiştir.Aşağıda salavatın hem arapçası hem türkçesi bulunmaktadır.Türkçesini okumadan önce mutlaka arapçasını da okuyalım ki mahreçler doğru çıksın harfler doğru okunabilsin.Arapçasını okuyarak harflerin doğru okunuşlarını ezberledikten sonra türkçesinden ezberlenebilecek boyutta bir salavattır.


Bu salavatı çok okumanın peygamberimizin ruhaniyetine yakınlaştırdığı , maddi manevi tüm sıkıntıların giderilmesine vesile olduğu anlatılmıştır.Peygamberimizi rüyasında görmek isteyenlere bu salavatı devamlı okumaları tavsiye edilir.


اللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ وَبَارِكْ عَلَى سَيِّدُنَا وَمَوْلاَنَا مُحَمَّدٍ شَجَرَةِ الأَصْلِ النُّورَانِيَّةِ
وَلَمْعَةِ الْقَبْضَةِ الرَّحْمَانِيَّةِ وَأَفْضَلِ الْخَلِيقَةِ الإِنْسَانِيَّةِ وَأَشْرِفِ الصُّورَةِ الْجِسْمَانِيَّةِ
وَمَعْدِنِ الأَسْرَارِ الرَّبَّانِيَّةِ وَخَزَائِنِ الْعُلُومِ الإِصْطِفَائِيَّةِ صَاحِبِ الْقَبْضَةِ الأَصْلِيَّةِ
وَالْبَهْجَةِ السَّنِيَّةِ وَالرُّتْبَةِ الْعَلِيَّةِ مَنِ انْدَرَجِتِ النَّبِيُّون تَحْتَ لِوَائِهِ فَهُمْ مِنْهُ وَإِلَيْهِ
وَصَلِّ وَسَلِّمْ وَبَارِكْ عَلِيْهِ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ عَدَدَ مَا خَلَقْتَ وَرَزَقْتَ وَأَمَتَّ
وَأَحْيَيْتَ إِلَى يَوْمِ تَبْعَثُ مَنْ أَفْنَيْتَ وَسَلِّمْ تَسْلِيماً كَثِيراً وَالْحَمْدُ لله رَبِّ الْعَالَمِينَ



Allahümme salli ve sellim ve bârik alâ seyyidinâ ve mevlânâ muhammedin şeceratil aslin nûrâniyyeti velem’atil gabdatir rahmâniyyeti ve efdalil hılgatil insâniyyeti ve eşre fissûretil cismâniyyeti ve ma’denil esrârir rabbâniyyeti ve hazâinil ulûmil istifâiyyeti sâhibil gabdetil asliyyeti ve behcetis seniyyeti verrutbetil aliyyeti minedderacâti. Ennebiyyûne tahte livâihi fehüm minhü ve ileyhi ve salli ve sellim ve bârik aleyhi ve alâ âlihi ve sahbihi adede mâ halagte ve rezagte ve emette ve ahyeyte ilâ yevmi teb’asu men efneyte ve sellim teslîmen kesîran velhamdülillahi rabbil âlemîn.

Manası:
Allahım, nur zincirinin aslı,Rahmaniyyet parlamasının kabzası, insan mahlukatının efdali, cismani suretlerin en şereflisi, uluhiyyet sırlarının menbaı, seçilmiş-arı ilimlerin hazineleri; aslı kabza, yüce makam ve güzellik sahibi; Efendimiz, Mevlamız Muhammed’e salat eyle ki tüm Nebiler Onun sancağının altındadır, onlar Ondandır Onadır… Ve Ona, Onun Âli’ne ve Ashabına yaratıp rızıklandırdıklarının, öldürüp dirilttiklerinin adedince, fani ettiklerini tekrar dirilttiğin güne kadar bol bol salat ve selam eyle ve yine Ona ve diğerlerine salat ve teslim-i kesir (hakkıyla selamet-esenlik) olarak selam eyle..Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’a Aittir.

Salavatın önemi ile ilgili bazı videolar


https://www.youtube.com/watch?v=EVBybQ9TYEU


https://www.youtube.com/watch?v=LzL9je8x9ew

SALAVATIN ÖNEMİ VE HAKİKATİ



     Peygamber efendimiz'e salavat getirmek, onun ruhuna dua okumak, bir nevi onun ile ruhani irtibat kurmak peygamber aşıklarının yüreğinin cilasıdır.Peygamberimize salavat okumak ,hem kur'an- kerim ile emredilmiş hem de peygamber efendimiz tarafından tasdik ve tavsiye edilerek, yine peygamberimizce bize salavatın adabı gösterilmiş ve faydalarından bahsedilmiştir.

     Her müslümanın hayatında en az bir defa salavat getirmesi farzdır.Bunun dışında peygamber efendimizin adı her anıldığında da salavat getirmek peygamberimiz tarafından bize emredilmiştir.Hadis-i şeriflerde "İnsanların en cimrisi adım anıldığı yerde bana salavat okumayandır" , "Cebrail(aleyhisselam) sen peygamber olarak bir insanın yanında anıldığın halde sana salavat okumayana yazıklar olsun! Burnu yerde sürtsün ! dedi.Bende amin dedim." diye bize ikaz edilmiştir.

     إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alân nebiyyi, yâ eyyuhâllezîne âmenû sallû aleyhi

 ve sellimû teslîmâ(teslîmen).
  Kur'an-kerim Ahzap suresinde, Allah teala : Muhakkak ki Allah ve melekleri peygambere salat ederler, ey iman edenler sizde ona salat edin ve tüm içtenlikle selam edin .
  Diye bütün müminlere peygamberimize salat ve selam etmeyi emretmiştir.Bu ayette Allah'ın peygamberimize salat etmesi onun mertebesini daima yükseltip ona manevi nimetler sunması, meleklerin salat etmesi peygamberimize salavat okumaları, müminlerin salat ve selam etmeleri de salavat okumalarıdır.

   Kalbinde Hz.Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)'in muhabbetini taşıyan her müslüman, peygamber efendimiz ile aynı zamanda yaşamış, ona ikram etmiş ve onu desteklemiş olmayı ister.Hatta bazı müslümanlar keşke peygamber efendimizin zamanında yaşasaydım da şöyle şöyle ona yardım etseydim, onu görseydim,onunla muhattap olsaydım derler.Ancak hikmet-i ilahi gereği ,Allah bizi bu ahir zamanda müslüman olarak görmeyi murad etmiş ve bizleri seçerek bu zamanın müslümanlarından eylemiştir.(Allah son nefese kadar islamda daim eylesin.)
   İşte bu zamanda dahi Allah, rahmeti ile müminlere peygamberleri ile irtibat kurma nevinden bir nimet bahşetmiş ve üstelik bu nimete hürmet edene de hudutsuz mükafat vaad etmiştir.

    Müminin salavat okuması peygamber efendimize, onun aline ve ashabına dua etmesidir.Bu dualar ve selamlar peygamberimiz kabrinde iken de peygamberimize ulaşır ve o da bizim selamımızı alır, ona ettiğimiz duadan, gönderdiğimiz selamdan memnun olur.Peygamberimizin kabrinde diri olduğuna ve gönderilen selamları aldığına dair hadisler çok sayıda ve birbirlerini kuvvetlendirir niteliktedir.Hususi olarak ümmetinin salavatlarını peygamberimizin ruhuna ileten melekler vardır ve kişinin ihlasına göre yakinen peygamberimize kimin salavat okuduğunu, suretini, sesini de bildirirler.Bunlar islamda esası olan, hadislerle ve ayetlerle tasdik edilen gerçeklerdir.

"Günlerinizin en üstünü Cuma günüdür. O gün bana çok salât ve selâm getirin. Çünkü sizin salât ve selâmlarınız bana sunulur."

"Kabrimi bayram yerine çevirmeyin. Bana salât ve selâm edin. Çünkü nerede olsanız salât ve selâmınız bana ulaşır."

"Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır; ümmetimin selâmlarını bana ulaştırırlar."

       
                                                Salavatın Mükafatı

     Hz.Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)'in Allah katındaki değeri çoktur, aynı şekilde Allah ,onun resulüne kıymet verene de çok değer verir.Amellerin en üstünü Allah için sevmek ve Allah için nefret etmektir.Allah onun sevdiklerini seveni,onlara faydalı olanı da sever.
    Sevginin alameti de sevdiğini çok zikretmektir.Salavat ile peygambere dua etmenin ,onu anmanın faydası, hem bu dünyada hem de ahirette insanı bulur.

     Hz.Abbas'(radiyallahu anh) bir gün rüyasında Ebu Leheb'i ölümünün ardından görür ve ona halini sorar.Ebu leheb der ki: Ben aranızdan ayrıldığımdan beri hiç rahat etmedim,hiç hayır görmedim ancak ne var ki her pazartesi gecesi azap içerisinde olsam da bana parmağım vasıtasıyla su içirilmektedir.Çünkü ben pazartesi gecesi Abdullah'ın oğlu doğduğunda onun için çok sevinmiş ve onun haberini getiren Süveybe'yi azad etmiştim.
     Bu rüya peygamberimize anlatılmış ve peygamberimiz bu rüyaya itiraz etmemiştir, rüya sahihtir.Sırf peygamberimizin doğumuna duyduğu sevinç, ona çok kötü biri bile olsa fayda vermiştir.
     Bu durum bize o kadar büyük bir müjde ve Habibullah'ı sevmeye, ona salavat okumaya o kadar büyük bir işarettir ki, Ebu Leheb gibi bir islam düşmanına, kur'an da üzerine zem edilmiş bir kafire dahi cehnnemde fayda veren bu irtibat, ya Hz.Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem)'in aşkıyla yanan bir kalbin, ona çokça salavat okuyan bir ağzın sahibine, bir müslümana ne tür bir mükafatı icab eder, gerektirir ?
    Peygamberimizi seven, ona salavat okuyan müslümanın ahirette göreceği mükafat çok büyüktür.Hadis-i şeriflerde peygamberimiz "Bana kıyamet günü en yakın olanınız, üzerime en çok salavat okuyanınızdır." "Bana bir kere salat edene Allah on defa salat eder" buyurmuştur.Daha bunlar gibi bir çok müjde peygamber efendimiz tarafından bize söylenmiştir.
   Kişi kendisine dua etmek yerine peygamberimize salavat okusa, tövbe niyetiyle salavat okusa gayesi hasıl olur, günahları affolur. Salavatın böyle faydalarının olduğuna şahitlik eden bir çok kıssa, mübarek kişiler tarafından görülen bir çok rüya ve yaşanan bir çok olay vardır.
    Übey-İbn Ka'b(radiyallahu anh) peygamberimize " Ey Allah'ın resulü ben sana çok salavat okuyorum, duamın ne kadarını salavata ayırayım ?" diye sorduğunda peygamberimiz "dilediğin kadarını" diye cevap vermiştir.Ardından sahabi "dörtte bir" dediğinde peygamberimiz "dilediğin kadar ama arttırsan daha iyi" diye cevaplamıştır.Ardından "ikide biri" dediğinde peygamberimiz yine aynı cevabı vermiş fakat en son "duamın tamamını sana ayırayım" teklifine karşılık peygamberimiz"o zaman Allah senin bütün sıkıntılarını giderir ve bütün günahlarını bağışlar" buyurmuştur.
         

                                                         Salavatın Usulü

         
Geçmişten bu güne islam alimleri tarafından derlenmiş veya bazı Allah dostlarına ilham olan bir sürü salavat çeşidi bulunmaktadır.Bunların hepsi farklı usüllerde ve büyüklük, çokluk ifadeleri ile peygamberimize salat ve selam etmektedirler.Şifa salavatı, salavat-ı tefriciye, salavat-ı fatih gibi birçok çeşit salat ve selam bulunmaktadır.Bunlar peygamber efendimizin öğrettiği salavat usulüne uygun olan dualardır ve okunmaları faydalıdır.
        Peygamberimizin öğrettiği salli barik duaları diye namazda okuduğumuz dualarda birer salavattır.Salavatın usulünde hem peygamberimize hemde onun aline ve ashabına dua okumak vardır.Bu usule uygun olarak kişi gönlünden geçirdiği güzel sözler ile dahi peygambere salavat okuyabilir.En kısa şekli ile "Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala ali seyyidina muhammed" diye dua edilebilir.Bunların da kaynağı yine Allah resulüdür.