29 Nisan 2017 Cumartesi

İslamı Yaşamak Çok Zor ?

          Allah her canlıya kendi fıtratına uygun işleri yükümlü etmiştir.Devamlı çalışan arılara ,karıncalara bakıp "bu hayvanlara yazık, ne çok çalışıyorlar" diye acısak ,hayatlarının zor olduğunu iddia etsek ne kadar isabet ederiz? O hayvanlara o işleri yükleyip insanlığın hizmetine veren Allah ,bu işleri tam onlara uygun olarak seçip onlar için keyifli hale getirmiştir.Daha nice çeşitli canlı kendi vazifelerinden eziyet duymak şöyle dursun, Allah'ın izniyle lezzet alırlar.
         İnsan da kendine yüklenen yegane vazife olan kulluğu, farz ibadetleri yerine getirmeye başladığı zaman başta nefsin hoşuna gitmeyen meşakkat gözükse de, o ibadetlerde kendini bulur ve bir çok manevi lezzet alır ,çünkü beş vakit namaz, oruç, zekat gibi tüm ibadetler insanın fıtratına tam uygun ve ruhunun ihtiyacıdır.Hatta bu lezzetleri alıp, ibadetler ile Allah'ın yakınlığını kalbinde duydukça nefsi bile ikna olur o ibadetler insana hiç zor gelmez.
       5 vakit namaz kılan, her sene çalışmasına rağmen ramazan orucu tutan, sıcak havalarda dahi tesettüre devam eden ve bunlar gibi bir çok dini vecibeyi ömür boyu sürdüren bir çok müslüman vardır.Bu yaptıkları ibadetler onlara zor gelmek bir kenara, onların hayatlarının manası haline gelip her şeyden vazgeçmek pahasına dahi bu ibadetlerinden vazgeçmezler.Bu ibadetler ancak dışarıdan bakan ve bunlardan habersiz olanlar için zor gözükür.Yaşayana ise zor gelmez, lezzet verir, kendini buldurur.
        Sabah namazı ne kadar nefse zor gözükse de aslında vaktinde kıldığı zaman insanın ruhunu tabiri caizse coşturur.Fecr vakti gibi güzide, müntehab ve mübarek bir vakitte rabbi ile namazda muhattap olan insan, o namazdan şikayetçi olmaz ancak bunlardan habersiz olanlar namazdan şikayet ederler. Allah hepimizi islamı şevk ile yaşayanlardan eylesin.

             İslam, islamı yaşamayana zor, yaşayana kolay gelir.

28 Nisan 2017 Cuma

Neden Sadece İslam Doğru ?

   Şu anda inanç problemi yaşayan insanların en çok dillendirdikleri şey; bir yaratıcının varlığını bilsek dahi hangi dinin doğru olduğunu bilemeyeceğimiz düşüncesidir."Birçok inanış şekli var ve hepsi kendilerinin doğru olduğunu iddia etmekte ve diğerlerini cehennemde görmekte ,islamı seçsek bu sefer de hristiyanlara göre cehennemlik olacağız" diye söylüyorlar.Çok sayıda insanın tüm dinleri toptan reddedip ateizme yönelmesindeki önemli sebeplerden biri de bu kafa karışıklığıdır desek yerinde olur.
     Ancak bir yaratıcının varlığını kabul edersek onu yarattıklarına müdahale etmeden başıboş bırakmasını kabul edemeyiz.Yoktan yaratıp ona birçok özellikler verdikten sonra kainat gibi bir memlekete bir beden elbisesi içinde gönderip ,ona bir ömür biçip ,türlü türlü evrelerden geçirip ,çeşitli nimetlerle donattıktan sonra onu kendi haline bırakması mümkün olur mu ?
Allah da insanları başıboş bırakmamış, insanlar için ,onların en iyilerini yol gösterici olarak seçmiş ve peygamber olarak başlarına koymuştur.Dünyadaki her kavme sayısı 124 bin civarında peygamber gelmiştir.Ancak bu peygamberlerin hepsi yeni bir din getirmemiş ,çoğu o zamanda hükmü geçerli olan dini insanlara yaymıştır.Kimisine inanan çok olmuş kimisine ise hiç kimse inanmamıştır.Ne zaman ki bir din tahrif edilip değiştirildi ise ve Allah da o dinin hükmünü kaldırmak istediyse o zaman yeni bir dini bir peygamber vasıtası ile insanlara göndermiştir.
    Dört kitabın ikisi yahudilere (tevrat, zebur), incil hristiyanlara , kur'an ı kerim ' de biz müslümanlara gönderilmiştir.Hristiyanlık tahrif edilip şirk ve diğer bozukluklar dine katılmaya başlandığı zaman Allah Hz.Muhammed (s.a.v) vasıtası ile dinimiz islamı yer yüzüne indirmiştir.Burada "o zaman islam da değiştirilebilir " diye bir düşünce çıkabilir ancak Allah'ın diğer dinlerin bozulmasına müsaade etmesinin bir hikmeti de Allah'ın en sevdiği kulu olan Hz.Muhammed(s.a.v)'in dünyaya peygamber olarak teşrif etmesini istemesiydi.Allah islamı son din olarak yer yüzüne indirmiştir onun için bozulmasına müsaade etmeyecektir.Her dinde , taa Hz.Adem(a.s)'dan beri peygamberimizin son peygamber olarak geleceği müjdelenmiş, hatta çoğu peygamber peygamberimize ümmet olabilmek için dua etmiştir.
       Peygamberimizin gerçekten Allah tarafından gönderilen bir elçi olduğunun ve islamın hak din olmasının büyük kanıtlarından biri; bir devletin bile yapması mümkün olmayan şeyleri 23 sene gibi bir sürede yalnız başladığı bu yolda yapabilmesidir.Araplar gibi adetlerine aşırı bağlı bir toplumun içinde yetim ve okuma yazma bilmeyen bir insanın ,bir kişinin fikrini değiştirmesi bile mümkün değilken, peygamberimiz o zamandan günümüze milyarlarca insanın gönlüne girmiş ve getirdiği dini onu hiç görmeyenlerin evine hakim etmiştir.O zamanın cahiliye toplumunda gelenekten gelen herhangi bir şeyi reddetmek bile öldürülmek için yeterli iken Hz.Muhammed(sallallahu aleyhi ve sellem) peygamberliğini ilan etmiş, etrafına onun için canını verebilecek on binlerle müslüman toplayabilmiş ve o günden bu güne kadar büyük bir din miras bırakmıştır.
     Eskiden günümüze, devletler gibi elinde büyük güç bulunduran kuvvetler kendi toplumlarındaki küçük alışkanlıkların değişimine bile muvaffak olamamışken 1400 sene öncesinden bize kadar hayatın her karesine müdahale eden bir din insanlar tarafından  her hükmü büyük bir titizlikle korunarak nakledilmiş ve yaşanmıştır.
     Elbet bunlar bir insan işi değil de her şeye gücü yeten Allah'ın işidir.İslamın hak din olmasına peygamberimizin varlığı tek başına delil olarak yeter.