6 Mart 2017 Pazartesi

Müslüman Kadınların Modern Çağ İmtihanı

      İslama kadın cephesinden saldıranların başarısız olduğunu söylememiz maalesef ki mümkün değil,kimi insanların imanlarına dahi zarar verebiliyorlar.
Sırf islamda kadın konusunu sanki islamın saklanan karanlık yüzü gibi insanlara sunarak "gerçek islamda kadının zerre kadar değeri yok" algısı oluşturuluyor.
    Günümüz modern insanının görmek istediği kadın ile Allah'ın görmek istediği kadın birbirinden git gide farklılaştığı için de bu konu eskiye nazaran müslümanları daha da zorlamaktadır.
Bu konuda en arada kalan ve arada bırakan ise modernist ilahiyatçılardır diyebilirim.Tabiri caizse ne yardan ne serden geçmek adına "ayetler yıllardır yanlış anlaşılıyor" gibi önermeler ile
hem müslüman hem de "avrupa kadını" yapmaya çalışıyorlar neredeyse.
Ayetlere dere suyuna yön verir gibi yön vermeye çalışmakla,bazı hadislerin sahte olduğunu söylemekle islamı modern insana uydurma çabası neden var ?
Bu insanlar acaba Allah'ın adaletsiz olabileceğinden mi korkuyorlar?Yoksa modern insandan tam not alamayan bir dine mensup olmaktan mı utanıyorlar?
    Şunu kabullenmemiz şart, yaşadığımız modern hayatın içerisinde dikte edildiğimiz ve "doğru budur" diye öğretildiğimiz şeylerin maalesef ki çoğu islam ile çelişmektedir.
Ancak günümüz müslümanı kendini çevreye kabullendirmek adına islamın en temel emirlerinden olan "tesettür","nikah","miras" "şahitlik"gibi su götürmez konularda bile nefisleri hoşnut edecek şekilde cahilane yorumlar getirme cüretine girmiştir.
    Müslüman kadın öncelikle bu eziklik duygusundan kurtulmalıdır.Her müslüman kadın son din olan islama mensuptur ve Allah'tan başkasını memnun etmek gibi bir mecburiyeti yoktur.Kocaya itaat, tesettür gibi emirleri Allah istedi diye yapmalıdır.Bir kadın kocası kötü olsa dahi eğer Allah istedi diye kocasına itaat etse, evini aksatmasa ahirette çok büyük mükafata kavuşur.Aynı şekilde de bir erkek de çok ibadet etse ancak karısına eziyet ederse ahirette azap görür.

    İslamda kadın olsun erkek olsun üstünlüğün ölçüsü sadece takvadır.Cinsiyetin getirdiği farklılıklar hem nimet hem de imtihan olarak dünyamıza yansıyabilir.
Kadın olmak asla ikinci planda olmak değildir ancak kadından beklenen ve verilen erkekten beklenen ve erkeğe verilenden farklı olabilir.Mirasta erkeğe fazla hak verilmesi kadına haksızlık değildir,bu farklılığı adaletsizlik diye sunmak da sadece şeytan işi bir kışkırtmadır.Çünkü hayat sadece mirastan ibaret değildir.Mirasta fazla alan erkeğin evlenirken vermesi gereken mehir ve aile geçindirme sorumluluğu vardır.Daha bunun gibi bir çok farklılığın altında da yine Allah'ın ilmi ve hikmeti vardır.
   Batılının eşitlik anlayışı ile Allah'ın emrinin farklı olması bizi yanıltmasın, onların kadını erkekle eşit yapması zulüm ,Allah'ın farklı etmesi lütufdur.İslamiyet kadının da erkeğinde değerini yerinde vermiştir, yani bir kadına değer vermek demek onu erkekle aynı kefede tutmak veya erkeğe neyse ona da o demek değildir.Bir kadının değeri bir kurumda önemli bir konumda çalışıp çalışmamasıyla, erkeklerin bulunduğu konumda aynı bir erkek gibi bulunmasıyla ne artar, ne azalır.Onun değeri Allah'ın ona değer verdiği yerdedir.
 
  Annelik gibi kutsal bir hediyeye kavuşmasına rağmen hakkını veremeyen, çocuğuna zaman ayırmak yerine çalıştığı iş yerindeki konumuna göre değer kazanacağına inanan kadınların, televizyonlarda yıllardır gördüğümüz tesettürsüz kadın ilahiyatçıların ve bunlar gibi bir çok insanın oluşturduğu 21. yüzyıl müslüman kadın modelinin hali, daha kendi benliğini bulamamış modern hayat tarzında olmayı maharet zanneden, dini modern hayata uydurmaya çalışanların acınılacak halidir.
   İslamda kadın kendi yerinde, erkekte kendi yerinde kıymet kazanır, herkes Allah'ın emrine uyduğu kadar değerlidir.Kadın  iffetle, şefkatle belki de ibadetlerinden kazandığı sevaptan çok daha fazlasını kazanacaktır. Çağımız insanının kadına biçtiği roller genellikle hem kadının şahsiyetine hem de aile hayatımıza olumsuz yansımaktadır.

   İslamda kadın konusu oldukça önemli bir konudur.Doğru anlaşılmadığı takdirde aile hayatımızdan tutun, imanımıza kadar bizi etkileyebilecektir.Bu konuyu tek bir yazı altında anlatmak oldukça güç olduğu için kadın erkek hukukunu başka başlıklar altında sizlerle paylaşacağım inşaallah.Kadın olsun erkek olsun her müslüman kalbinde merhameti ve şefkati önde tutmalıdır.Müslüman bir erkeğin eşine eziyet etmek gibi bir hakkı yoktur, o ona Allah'ın emanetidir.Kadının Allah'ın emaneti olması demek sahibinin Allah olmasıdır ve sahibi emanetçiyi emanetten hesaba çekecektir...Hiçbir müslüman kadın da kalbinde islamda ikinci planda olduğuna dair bir duygu taşımamalı ve kendi yerini bilip Allah tarafından kendisi için çizilen çizgileri aşmamalıdır.Böyle olduğu takdirde aile huzuru da bireysel mutluluk da sağlanmış olacaktır. Müslüman her zaman gönlünü Allah'a karşı hoşnut tutmalı, Allah'ın hükmünde adaletsizlik aramamalıdır.Biz bilmeyiz Allah bilir.Allah hem ilim hem adalet sahibidir, bizim onun hükümlerini eleştirmek gibi bir hataya düşmemiz şeytanın konumuna girmekten farksızdır.
   Allah hepimizi anlayış sahibi, dininden utanmayan ve dini yaşamakla şereflenen müslümanlardan eylesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder